Mirasın reddinin iptali davasında fer’i müdahil yönünden red kararı verilemeyeceği-
Miras bırakanın alacaklısı, mirasın reddinin iptalini dava etmişse de; mirasbırakanın alacaklılarının türk medeni kanunun 617. maddesine göre dava açma hakları olmadığından, mirasbırakanın alacaklılarının koşulları mevcut ise, Türk medeni kanununun 610. maddesinde öngörülen davayı açma hakkına sahip olduğu-
İİK.’nun 277 vd. maddelerine dayalı açılan tasarrufun iptali davalarında, alacaklı tarafından kat’i ya da geçici aciz vesikası ibraz edilmesinin -davanın her aşamasında gerçekleştirilebilecek- bir önkoşul olduğu- Mirasın reddi işleminin iptale konu olabilecek tasarruflardan olduğu-
Mirasın reddinin iptali davası altı aylık hak düşürücü süreye tabi olduğu- Vasiyetin iptali davasının, tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısı tarafından açılabileceği-
Mirasbırakanın, ölüm tarihinde ödemeden aciz içinde bulunması durumunda, mirasbırakanın alacaklılarının, reddin iptali için TMK. mad. 617 gereğince, dava açma haklarının olmadığı- Mirasbırakanın alacaklılarının, koşulların varlığı halinde TMK. mad. 610 çerçevesinde dava açabilecekleri ve bu maddeye dayanan davalarda hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı-
Davacının açıkça mirasbırakanın alacaklısı olduğunu, davalı mirasçıların mirası ret süresi içinde terekeye sahiplenmiş olmaları sebebiyle mirası ret haklarından mahrum oldukları gerekçesiyle ret işleminin iptalini istemiş olduğu davanın TMK'nun 610. maddesine dayalı olduğu, olayda TMK. mad. 617 uygulanamayacağından bu madde gereğince, hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilerek davanın reddinin isabetsiz olduğu-
Mirasın reddinin iptali davasında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu-
Ret tarihi, buna ilişkin beyanın sulh hakimine ulaştığı tarihtir. Türk Medeni Kanununun 617/1.maddesinin açık hükmü karşısında, ret tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında altı aylık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından ve hak düşürücü süre de geçtiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinin doğru bulunmayacağı-