Açılmamış mirasta, miras payının devri sözleşmesinde beklenen bir haktan vazgeçme söz konusu iken, mirasın reddinde somut, güncel bir haktan vazgeçme söz konusu olduğundan mirasın reddinin iptaline ilişkin hükmün kıyas yolu ile miras payının devri sözleşmesinin iptaline uygulanamayacağı- Miras payının devri sözleşmesi iptalinin ancak sözleşme taraflarınca istenebileceği-
Mirasın reddine dair işlem ile terekenin açılmasıyla borçlunun aktifine geçecek olan mal para vs. değerler karşılıksız olarak diğer mirasçılara geçeceğinden borçlunun mirasın reddine ilişkin tasarrufunun, diğer iptal koşullarının oluşması halinde İİK'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptale konu olabilecek tasarruflardan olduğu-
Murisin alacaklılarının korunması için, miras açılmış olması, ödemeden aciz bir murisin bulunması ve mirasın süresinde reddedilmesi, ayrıca reddenen mirasçıya kazandırma yapılmış olması ve mirasın kayıtsız şartsız reddi kararının iptali davasının tüm mirasçılara yöneltilmesi gerektiği- Bu konuda açılacak dava herhangi bir süreye tabi olmadığı, mirası reddinin iptali için altı aylık hak düşürücü sürenin mirasçıların alacaklarının korunması için konulmuş olduğu-
Mirasın reddinin iptali isteğine ilişkin açlan davada, davalılar, İstanbul 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne 29.11.2012 günü ret beyanında bulunduğu, anılan mahkemece bu beyanın 30.04.2013 günü tesciline karar verildiği ve görülmekte olan dava 19.06.2013 günü açıldığı- Ret beyanı Sulh hakimi tarafından tutanakla tespit edilmekle beyan tarihinden itibaren sonuç doğurduğu- TMK. mad. 617'nin açık hükmü karşısında ret beyanı ile davanın açıldığı gün arasında altı aylık hakdüşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından, mahkemece, hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Mirasçılık belgesi verilmesi isteğine ilişkin açılan davada, irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturup bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle tabi olmadığı (TMK. mad. 7)- Hakimin, çekişmesiz yargıda re'sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabileceği, vukuatlı nüfus kayıtları ve dayanak tüm belgelerin getirtilmesi, davacının göstereceği delillerin toplanması, murisin resmi evliliklerinin tespit edilmesi ve sonucuna göre nesep bağının tespit edilmesi gerektiği-
Mirasın reddinin iptali isteğine ilişkin açılan davada, davacı tarafından borçlu mirasçı hakkında “aciz vesikası” alınmamış olduğundan, davalının şahsi malvarlığının ret tarihindeki değeri tespit edilip, bu malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığının usulünce araştırılıp saptanması, yeterli ise talebin reddi, yeterli olmadığının görülmesi halinde ise davalı da yeterli güvence göstermediği takdirde reddin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Mirası reddin iptali isteğine ilişkin açılan davada, malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabileceğinden(TMK. mad. 617/1), kötüniyetle redden söz edilebilmesi için, reddeden mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerektiği (TMK. mad. 617)- Onun için her şeyden önce davalı durumunda bulunan mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığı hususunun etraflı şekilde araştırılıp tespit edilmesi zorunludur. Davacı tarafından borçlu mirasçı hakkında “aciz vesikası” alınmamış olduğuna göre, davalının şahsi malvarlığının ret tarihindeki değeri tespit edilip, bu malvarlığının borcunun karşılamaya yeterli olup olmadığının usulünce araştırılıp saptanması; yeterli ise talebin reddi, yeterli olmadığının görülmesi halinde ise davalı da yeterli güvence göstermediği takdirde reddin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Mirasın reddinin iptali istemine ilişkin açılan davada, malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, kendi alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları kendilerine yeterli bir güvence verilmediği taktirde ret tarihinden başlayarak 6 ay içinde reddin iptali hakkında dava açabileceği- Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı bulunmalı ve malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı tarafından alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirasın reddedilmiş olması gerektiği- Mirasçının alacaklılarına yeterli güvence vermemiş olması gerektiği- Mirasçının malvarlığının borcunu ödemeye yetip yetmediğinin tespiti bankalara, tapu sicil müdürlüklerine ve trafik tescil şube müdürlüğüne yazılacak yazılarla ve zabıta marifetiyle araştırma yapılarak mirasçının malvarlığının belirlenmesi ile mümkün olacağından bu doğrultuda yeterli inceleme yapılmaksızın eksik araştırma ile karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçu davalı M.B., murisi A.B.'tan kalan mirası reddetmiş, davacı da bu ret kararını iptal edildiği- Davacı alacaklı tarafından, davalıya muristen gelen terekenin resmi tasfiyesini istediği- TMK'nın 617/2 maddesi gereğince birden çok mirasçının varlığı halinde reddin iptaline karar verilmesi durumunda, reddi iptal edilen mirasçının miras payının resmi tasfiyeye tabi olacağı gözetilmeden, yazılı olduğu gibi davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mirası reddin iptali istemine ilişkin açılan davada, malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirleceği (TMK. mad. 617/1)- Davalılardan B.S. ve A.D. davacının borçluları olmadığı halde taraflarına davalı sıfatıyla husumet yöneltilmesi nedeniyle bu davalılar yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Davalının şahsi malvarlığının ret tarihindeki değeri tespit edilip, bu malvarlığının borcunun karşılamaya yeterli olup olmadığının usulünce araştırılıp saptanması; yeterli ise talebin reddi, yeterli olmadığının görülmesi halinde ise davalı da yeterli güvence göstermediği takdirde reddin iptaline karar verilmesi gerektiği-