Hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceğinin de göz önünde bulundurulmasının gerekeceği-
4857 sayılı yeni İş Kanunu'nun 20. maddesi ile iş akdinin feshinin geçersizliğine ilişkin açılacak bir davanın seri yargılama usulüne göre, kısa süre içerisinde sonuçlandırılması düşüncesinin, işçinin emek gelirinden olanaklar ölçüsünde çok kısa bir süre yoksun kalması ilkesinden kaynaklandığı ve bu nedenle de Yargıtay Özel Dairesi'nce verilecek kararın kesin olmasının amaçlandığı-
Uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesinin yorumundan doğan uyuşmazlıklarda sözleşmenin taraflarınca dava açılabileceği, mahkemenin en geç iki ay içinde karar vereceği, kararın temyiz edilmesi hâlinde Yargıtay’ın uyuşmazlığı iki ay içinde kesin olarak karara bağlayacağı-
Gemi çalışanlarının, geminin denizde seyir veya seferde olduğu süreler ile geminin limanda bulunduğu sırada, fiilen gemide görevli olarak geçirilen ve denizle bağlantının kopmadığı çalışmalarının itibari hizmetten yararlanabilecek süreler olarak kabulü gerekeceği-
İlliyet bağının mücbir sebep, zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusuru nedenleriyle kesilmesi halinde işverenin sorumluluğuna gidilmesinin mümkün olmadığı-
Hizmet tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin ve re'sen araştırma ilkesine tabi iken, işçilik hak ve alacakları talebine ilişkin davaların, taraflarca hazırlama ilkesine tabi olduğu-
Davacının yer değiştirmelere bağlı olarak ulaşım, iletişim, konaklama ve yemek giderleri adı altında talep ettiği maddi tazminat yönünden belgelerin değerlendirileceği, psikolojik taciz uygulamalarının doğrudan bir sonucu olan ve varsayıma dayanmayan gerçek bir zarar olup olmadığının belirleneceği, davacının görevlendirmelerle ilgili olarak harcırah alıp almadığı da tespit olunarak, bu doğrultuda maddi tazminat yönünden bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının, kıdemi, yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre ödenmesi gereken ücretin asgari ücretin üstünde olduğunu kabul etmesi gerekeceği; bu durumun yapılan emsal ücret araştırması ile de doğrulanmış olması karşısında, davacının talep ettiği ücretin hesaplamalarda dikkate alınması gerekirken asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamaya göre sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
İmzalı ücret bordrolarının bulunması halinde bordroların ait olduğu aylar yönünden talebin reddine karar verilmesine ilişkin bozma gerekçesinin dosya içeriğine uygun düşmediği, davacının on yıldan uzun bir süreye ilişkin tespit talebi yönünden dinlenen tanıkların niteliği ve çalışma süreleri gözetildiğinde beyanlarının hüküm kurmaya yeterli olmadığı-