-5358 s. K. mad. 10 ile değiştirilen- İİK.'nun 339. maddesinin 1. fıkrasının “Sonradan kazandığı malları veya kazancında ve gelirinde vaki tezayütleri bu Kanun mucibince bildirmeye mecbur olan borçlu makbul bir mazereti olmaksızın yedi gün içinde icra dairesine … bildirmezse ve bu mal veya kazancı asıl veya bedel itibariyle mevcut olduğu takdirde, on gün; mal veya kazancını asıl veya bedel itibariyle makbul bir sebep olmaksızın elden çıkarmışsa, bir aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır" şeklindeki bölümünün ve "Bu cezalara alacaklının şikâyeti üzerine karar verilir. Kişi, icra takibine konu olan borcu tamamen ödediği takdirde, bu ceza düşer." şeklindeki 2. fıkrasının Anayasaya aykırılığı olmadığına dair Anayasa Mahkemesi Kararı-
Mahkemece, sanığın iddia olunan malvarlığında meydana gelen artışı elden çıkarma eyleminin sübutuna ilişkin araştırma ve tespit yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu- Mal veya kazancını asıl veya bedeli itibariyle makbul bir sebep olmaksızın sanık tarafından elden çıkartıldığı tespit edilmeksizin sanık hakkında 1 aya kadar disiplin hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Şikayetçi vekilinin fiili öğrendiğini beyan ettiği tarih ile şikayet tarihi arasında üç aylık sürenin geçmiş bulunduğundan düşme kararı verilmesi gerektiği-
Disiplin veya tazyik hapsi olan suçlardan dolayı verilen kararların itiraz yasa yoluna tabi olduğu-
Kabul edip etmemenin hakim veya mahkemenin takdirine bağlı olduğu istekler hakkında verilen kararlar ile kanıtların değerlendirilmesine ilişkin kararların "kanun yararına bozma" konusu olamayacağı-
Şikayetçi vekilinin fiili öğrendiğini beyan ettiği tarih ile şikayet tarihi arasında üç aylık sürenin geçmiş bulunduğunun anlaşılması karşısında, bu hususun kanun yararına bozma konusu yapılıp yapılmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verildiği-
Disiplin ve tazyik hapsi olarak belirlenen eylemlerden dolayı yapılacak yargılama sonucu verilecek tüm kararlara karşı niteliğine bakılmaksızın, tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde o yerde icra mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması halinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde icra mahkemesinin tek dairesi bulunması halinde asliye ceza mahkemesine, icra mahkemesi ile asliye ceza mahkemesi hakiminin aynı olması halinde ise en yakın asliye ceza mahkemesine itiraz edilebileceği- Bu durumda temyiz yoluna başvurulamayacağı-
İşlemden kaldırılan icra takibinin yenilenmesi üzerine, takibin açıldığı tarihte de çalışmakta olan borçlu sanığın yeniden beyanda bulunma zorunluluğu olmayıp, yenileme ile yeni bir suçun oluşmasını söz konusu olmadığı-
“Mal ve kazançta meydana gelen artışı bildirmeme” suçuna ilişkin icra ceza mahkemesince verilecek kararlar hakkında “temyiz” değil “itiraz” yoluna başvurulabileceği-
Mal beyanında takip konusu borcu ne şekilde ödeneceğinin belirtilmemesi halinde İİK. 74'de düzenlenen şartları taşır nitelikte usülüne uygun bir mal beyanından bahsedilemeyeceği-
Disiplin hapsi olan suçlardan dolayı verilen kararların itiraz yasa yoluna tabi olduğu- Sanık adına kayıtlı araç üzerinde rehin ve başka dosyalardan hacizlerin bulunduğunun anlaşılması karşısında, aracın değerinin rehin ve hacizlerle birlikte bu dosya borcunu karşılayıp karşılamadığı hususu araştırılmadan İİK. mad. 331 uyarınca karar verilmesinin hatalı olduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • kayıt gösteriliyor