“Takip dayanağı faturalardaki malların teslim edilmediği” yolunda borçlunun bir itirazının bulunmaması halinde BK. 73 (şimdi; TBK. mad. 89) uyarınca alacaklının fatura bedelinin ödenmesi için alacaklının ikametgahının bulunduğu icra dairesinde takip yapabileceği-
Dava faturaya dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davalı tarafça akdi ilişki inkâr edilmediğine göre uyuşmazlığın bir miktar para alacağına yönelik olduğu gözetilerek BK.’ nun 73/1 ve HMK’ nun 10. maddesi uyarınca davacı şirketin merkezinin bulunduğu yer icra daireleri ve mahkemelerinin de yetkili olduğu düşünülmeden “yetkisiz icra dairesinde takip yapıldığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davalı akdi ilişkiyi inkâr etmiştir. Taraflar arasında akdi ilişki bulunmaması halinde yetki yönünden B.K.’nun 89/(1) ve HMK.’nun 10. maddelerinin uygulanabilirliğinden söz edilemeyeceği-
Akdi ilişkinin davalı tarafından inkâr edilmemiş olması halinde, bir miktar para alacağına ilişkin icra takibinin BK. 73 (şimdi; TBK. mad. 89); HUMK 10 (şimdi; HMK. 10) uyarınca alacaklının ikametgâhında yapılabileceği ve ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali davasının alacaklı tarafından aynı yerde (kendi ikametgâhının bulunduğu yerde) açılabileceği–
Sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda sözleşmenin yerine getirileceği yer icra dairesinde de takip yapılabileceği; sözleşmenin yerine getirileceği yerin öncelikle tarafların açık veya zımni iradesine göre belirleneceği, bu hususun anlaşılmadığı hallerde, BK.'nun 73. maddesine (şimdi; TBK. mad. 89) göre hareket edileceği (Alacaklının kira alacağından kaynaklanan takibini 'kiralananın bulunduğu yer' veya 'borçlunun ikametgahı'nın bulunduğu yer icra dairesinde de yapabileceği)-
«İtirazın iptali davası»nın, icra takibinin uzantısı olduğu, iki dosyanın bir birlik oluşturduğu, davalının (borçlunun) icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olması halinde, bu «hadise»nin çözümlenmeden davaya devam edilemeyeceği, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkemenin öncelikle -icra mahkemesinin yerine geçerek- icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi ve borçlunun bu itirazını yerinde bulması halinde, işin esasına girmeden «icra dairesinin yetkisiz olduğuna» aksi halde ise, işin esasına girip, toplanacak delillerle oluşacak sonuca göre karar vermesi gerekeceği-
Ödeme emrini alan borçlunun hem icra dairesinin yetkisine ve hem de borca itiraz ederek takibi durdurması ve alacaklının itirazın iptali davasını açması halinde, mahkemenin -kendi yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın- icra mahkemesinin yerine geçerek öncelikle ‘icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı’ inceleyerek; yetki itirazını ye-rinde görmemesi halinde işin esasına girerek davayı sonuçlandırması, eğer yetki itirazını yerinde görürse, ‘takibin yetkili icra dairesin-de yapılmadığı’ gerekçesiyle, ‘açılan itirazın iptali davasının bu yönde reddine’ karar vermesi gerekeceği-
Olumsuz tespit (ve geri alma) davalarının «icra takibinin yapıldığı yerde» veya «davalının ikametgahının bulunduğu yerde» açılabileceği-
Sözleşmeden doğan para alacağının -sözleşmede ayrıca yetkili yer gösterilmiş olmadıkça- alacaklının ikametgâhının bulunduğu yerde «takip» (ve «dava») edilebileceği-