Verginin iadesinin muhatabı vergi dairesi olduğundan, icra mahkemesince yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının, istinaf başvurusu üzerine de Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Henüz ortada kesinleşmiş bir takibin bulunmadığı anlaşıldığından, ihtiyati haciz kararının kapsamı gereğince araçlara konulan yakalama (trafikten men) şerhlerinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
12. HD. 03.11.2022 T. E: 3564, K: 11501
Tedbirin infazıyla ilgili şikayetin, ihtiyati tedbir kararını veren mahkemece incelenmesi gerektiği-
İhalesi yapılan taşınmaz ile ilgili olarak ödenen %18 KDV'nin iadesine ilişkin uyuşmazlığın vergi mahkemesinde görüleceği-
Aile mahkemesi ilamına dayalı olarak yoksulluk nafakasının tahsili için başlatılan ilamlı icra takibinin kesinleşmesinden sonra yapılan protokolün borcu sona erdirmek bir yana, taraflar arasında yeni ihtilaflar ortaya çıkardığı- Kesin hükmün bağlayıcılığı ve değiştirilemeyeceği ve haricen düzenlenmiş bir belgeyle hükmün yorumlanmasının/değiştirilmesinin kabul edilemeyeceği- Kesinleşmiş mahkeme kararını infaz etmeme veya hüküm altına alınan hak ve alacaklardan vazgeçme hakkına sahip olan tarafların yeni bir ilam oluşturamayacağı- Tarafların protokolle somut uyuşmazlığa konu nafakanın tenkisi veya kaldırılması yönünde görevli mahkemede dava açması gerektiği, dar yetkili icra mahkemesinde yeni bir nafaka ilamı oluşturulmasının mümkün olmadığı-
Şikayetçi üçüncü kişinin taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemi şikayet niteliğinde olup, icra mahkemesince incelenip sonuçlandırılması gerektiği- Taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemi icra memurunun işlemine yönelik şikayet niteliğinde olduğu- Şikayeti reddedilen şikayetçi aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Kural olarak icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesinin gerekmeyeceği, icra mahkemesi kararlarının verildikleri tarih itibariyle hüküm ve sonuç doğuracağı, İİK.nun 4. ve Anayasa'nın 138/son maddesine göre, icra müdürünün, mahkeme kararını uygulamak zorunda olduğu, icra müdürünün mahkeme kararını yorumlama ve denetleme yetkisinin bulunmadığı, o halde mahkemece, icra müdürlüğünce tescil işlemlerinin yapılması yönündeki talebinin reddi kararının iptaline ilişkin şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
"Takibe konu alacağın ilamsız icra yolu ile tahsilinin gerekip gerekmediği" hususu icra müdürlüğünce re’sen gözetilmesi gerektiğinden, "İİK hükümlerine göre ilamsız takip yapılamayacağı, ihtilafın idari yargının görev alanına girdiği" yönündeki iddianın, "borca itiraz" sebebi değil, "şikâyet" sebebi olduğu ve icra mahkemesince işin esasının incelenmesi gerektiği-
Ankara İcra Müdürlüğü'nce İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğü'ne yazılan haciz talimatı ile, borçlunun "anonim şirket hisselerinin" kıymet takdirinin yapılmasının istendiği ve bu talimat uyarınca konulan haczin "nokta haczi" niteliğinde olduğu anlaşıldığından, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayetini inceleme yetkisinin, haciz kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu (Ankara) İcra Mahkemesi'ne ait olduğu ve anılan yetkinin kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğu-