Vesayetin kaldırılması talebiyle açılan davanın ayrı esasta görülüp sonuçlandırılması gerekirken, karara çıkan ve kesinleşen vesayet dosyası ile birleştirilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Vesayetin kaldırılması talebine bakmakla Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu-
Kısıtlı adayının 05.05.1998 doğumlu olduğu anne ve babasının ise ölmüş olduğu bu haliyle velayet hakkının kullanılmadığı; TMK’nun 404. maddesine göre velayet altında bulunmayan çocuğa vasi atanacağı-
TMK. 404 üncü maddesinde velayet altında bulunmayan küçüklerin vesayet altına alınacağı düzenlenmiş olup, velayet hakkı, münhasıran anne ve babaya tanınan bir hak olup, evlat edinme hali hariç, anne ve baba dışında hiç kimseye tevdi olunamayacağından, mahkemece velayetin anne olmayan bir kişiye verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı kurumda kalan çocuğun, bir yıldan fazla hapis cezasıyla hükümlü olan ve cezalarının infazı sebebiyle cezaevinde bulunan anne ve babasının velayet görevlerini yerine getiremediklerinden Türk Medeni Kanunu'nun 404. maddesine göre velayet altında bulunmayan çocuğa vasi atanacağından, mahkemece davacı kuruluşa velayet hakkının kaldırılması için dava açmak üzere yetki ve süre verilerek bu davanın sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Türk Medeni Kanunu'nun 404 ve devamı maddelerinde vesayeti gerektiren nedenler belirlenmiş, bunlar arasında hastalık bulunmamakta olup, 408. madde koşullarının gerçekleşmesi halinde ağır hastalığın isteğe bağlı kısıtlanma nedeni olarak düzenlenmiş olduğu-
Hacir altına alınacak şahsın bulunduğu yer (Almanya) makamlarının da, ilgilinin milli hukukuna (Türk Hukukuna) veya bulunma yeri hukukuna (Alman Hukukuna) göre hacir kararı alabileceklerinin kabulü gerekeceği-
Anne baba vefat ettiğinden, velisiz kalan küçüğün vesayet altına alınması gerekeceği-
Vesayet işlerinde usul olarak, kendiliğinden harekete geçme ve kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulanacağı-
Velayeti bırakılan anne öldüğünden çocuğun yasal temsilcisinin bulunmadığı, böyle bir durumda velayetin kendiliğinden sağ olan tarafa geçmeyeceği, mahkemece davanın kamu düzenini ilgilendiren yönü de gözetilerek davanın babaya da ihbarının sağlanmasının, babanın velayetin kendisine verilmesi hakkında dava açması halinde sonucunun beklenmesinin, açmaması halinde delillerin toplanıp sonucu uyarınca bir karar verilmesinin gerekeceği-