Davalı sigortacı, hırsızlık olayının sigortalının hizmetindeki kimseler tarafından yapıldığının ihtimal dahilinde bulunması nedenine dayalı olarak zararın teminat dışı kaldığını savunulmasına rağmen, mahkemece hırsızlığın hiç yapılmadığı ileri sürülerek davanın reddinin isabetsiz olacağı, davalı sigortacıya savunmasını isbat imkânı tanınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Sigorta şirketince düzenlenen motorlu kara taşıt araçları birleşik sigorta poliçesinde ferdi kaza teminatı kişi başına olup miktarının belli olduğu, davacı likit olan bu miktarı talep ettiğini iddia ettiğine göre, davacının bildirim ve davalının temerrüt tarihi tesbit edilerek likit olan bedel üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerekeceği-
Zorunlu trafik sigortasında, zarardan dolayı hakkında dava açılan sigorta ettirenin bu durumu derhal belgeleriyle birlikte sigortacısına bildirmesi gerekeceği, sigorta ettirenin, sigortacının yazılı iznini almaksızın, tazminat talebini kabul edip ödemesinin de mümkün olmayacağı, bu hususlar gerçekleşmediği için, sigortacının olaydan zarar görenlere usulüne uygun ödeme yapmak suretiyle sorumluluktan kurtulmuş bulunduğunun kabulü ile, sigortalının açtığı rücu davasının reddi gerekeceği-
Kasanın mevcut durumu itibariyle, hırsızlık klozu kapsamına giren nitelikle olduğu, sigorta poliçesindeki hükümler ve sigorta poliçesi kapsamındaki hırsızlık sonucu mevcut değerlerin ispatı yönünden; davacının ticari defter ve kayıtları, özellikle kasa defteri, kasaya giren ve çıkan miktarlar ve kaynak ve dayanakları araştırılması, kayıtların sağlık durumu tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Sigorta primine karşılık kambiyo senedinin rizikodan önce verilmiş olması sigortacının sorumluluğunun başlaması için yeterli olup, riziko tarihinde vadenin henüz gelmemiş olmasının sonucu değiştirmeyeceği, poliçe düzenlenmesinden sonra, prim ödenmemesi durumunda sigortacının sözleşmeyi fesih yetkisini kullanmamasının riziko tarihinde sözleşmenin yürürlükte olduğunu göstereceği-
Sigorta ettiren ile davalı taşıyan arasındaki tahkim şartının, TTK. 1361. maddesine (şimdi; yeni TTK. mad. 1472) göre ve kanuni halefiyet ilkesi gereğince davacı sigortacıyı da bağladığı-
Sigortacının, sigorta bedelini ödeme borcunun, karada ve iç sularda taşıma rizikolarına ait sigortalar dahil, bütün mal sigortalarında, rizikonun gerçekleştiğini sigortacıya ihbar borcunun doğduğu tarihte muaccel olduğu, Türk Ticaret Kanunu’nun, sigorta bedelinin muacceliyetini düzenlediği halde, sigortacının temerrüdünü genel hükümlerden sayılan BK.nun 101. maddesine bıraktığı, sigortacı ile sigorta ettiren arasında özel düzenlemeye ilişkin poliçe genel şartlarının, az önce değinilen genel hükümlerden önce uygulanacağı-
Davacı sigortacı, sigortalısına ödemiş olduğu hasar bedelini ona halef olarak ve kusuru oranında diğer kaza faili davalıdan istemekteyse de; asıl hak sahibi (sigortalı) daha önce davalıya karşı hakkından feragat ettiğinden, halefi sigorta şirketinin de talepte bulunma yetkisinin kalmadığı-