Kontak anahtarını işyerinden ayrılırken yanına almayan veya kilit altında bulundurmayan araç maliki-sigortalının, aracın alınmaması için her türlü önlemi aldığından söz edilemeyeceğinden, kusurlu olduğunun kabulünün gerekeceği-
Davaya konu sigorta poliçesinin 12.5.2007 tarihinde tanzim edildiği ve primin bu tarihte yatırıldığı sabit ise de taraflar TTK’nun 1282 maddesine (şimdi; Yeni TTK. mad. 1421) göre poliçede aksini kararlaştırarak sigorta teminat başlangıcının 30.05.2007 tarihi olduğunu kayıt altına aldıklarına göre sigorta teminatının 30.05.2007 tarihinde başlayacağı ve davalı sigortacı bu tarihten sonra gerçekleşen rizikolardan sorumlu olacağı-
Trafik sigortacısının ZMSS Poliçesi Genel Şartları B.4 maddesi uyarınca sigorta ettirene rücu hakkının doğumu için trafik sigortası poliçesi kapsamında ödemesi yapılan hasarın meydana geldiği kazanın salt alkolün etkisi altında oluşması ve bu durumun uzman bilirkişilerden oluşan heyet tarafından verilen rapor ile saptanmasının gerekeceği-
Davacı şirkete aracım sigorta ettiren taraf olduğu iddiasıyla, davalılardan şirket hakkında Dava açılmış ise de, davacının dayandığı poliçe dosyaya ibraz edilmemiş olduğundan mahkemece, davalılardan şirketin sigortalı olduğu poliçenin davacı tarafa varsa ibraz ettirilmesi, bu davalıya husumet düşüp düşmeyeceği üzerinde yeterince durulup denetime elverişli bir şekilde tartışılması ve sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, açıklanan rapora dayalı olarak ve hak sahiplerine ödeme yapan sigorta şirketinin ehliyetsiz araç kullanımı nedeni ile sigortalısına rücu hakkının sürücünün kusur oranı ile sınırlı olduğu-
Rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde gerçekleştiğini ispat külfeti sigortacıda bulunmakta olup, sigortacının bunu soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlamasının gerekeceği-
Geçici işgöremezlik ödeneğinin, sigortalının trafik kazası nedeniyle yaralanma tarihi ile tedavi sonrasında tamamen iyileşmesine kadar geçen süre içinde, diğer bir anlatımla geçici sakatlık döneminde 506 Sayılı Kanunun 32 ve 37.maddeleri uyarınca ödendiği anlaşılmakta olup mali sorumluluk sigortası kapsamında Kurumca sigorta şirketinden tahsilinin mümkün olduğu-
Bazı demirbaşların işyerinde bulunmadığının belirlendiği, poliçede demirbaşlar tek tek sayılarak teminat da verildiği, davalının ödememeye gerekçe yaptığı zabıta tutanağında varsayımlara dayalı olarak, bazı şüphelere yer verildiği, kesin bir saptama içermediği, takipsizlik kararının da buna dayandığı ve hukuk hakimini bağlayıcı olmadığı, mahkemenin gerekçesinin aksine delil tespit raporunun eylemin suç oluşturup oluşturmadığının tespiti amacıyla değil, delil tespiti amacıyla düzenlettirildiği, tanık beyanlarının hırsızlık duyumuna ilişkin de olsa rizikonun varlığına yönelik olduğu, hırsızlığın riskli olarak ve 2-3 kişiyle de olsa işlenmesi olanağının fiilen ve fiziken var olduğu, ekspertiz raporunun da bu yönde tespitler içerdiği, davacının işyerini yerel seçim öncesi oluşan siyasi gerilim nedeniyle kapattığını, hırsızlık olayının 17-20 Şubat 2004 tarihleri arasında meydana gelmiş olabileceğini sigortaya ihbar yazısında 08.04.2004 tarihinde bildirdiği, zabıtanın 20.02.2004 tarihinde tu
Sözleşme ilişkisi kurulduktan sonra, davalı sigorta şirketinin sigorta priminin yetkisiz kişi tarafından tahsil edilmiş olduğunu, bu nedenle ödemenin geçersiz olduğunu ve sorumluluklarının başlamadığını ileri sürmesinin Medeni Kanunun 2.maddesinde yazılı olan dürüstlük kuralına ve TTK.nun 20.maddesinde (şimdi; Yeni TTK. mad. 18) hükmünde yazıldığı gibi, tacirlerin tüm ticari faaliyetlerinde basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğüne de aykırı olacağı-
Sigorta hukukunda ilke olarak, sigorta akdinin meydana gelmiş olması, sigortacının sorumluluğunun başlamış olmasını gerektirmez. Sigortacının sorumluluğunun başlayabilmesi için, primin tamamının veya taksitle ödemenin kararlaştırıldığı durumda da ilk taksidinin ödenmiş olması zorunlu olup, davacı sigortalı ile davalı sigortacının acentesi arasındaki poliçede takside bağlanan pirimin; ne peşinatının ne de takip eden taksitlerinin rizikonun gerçekleştiği tarihten önce davalı sigorta şirketine ya da acentesine ödendiğinin kanıtlanamadığı durumda davanın reddi gerekeceği-