«Türkiye Cumhuriyeti ile arasında karşılıklık olmayan devlet vatandaşlarının, kanuni miras yoluyla edindikleri taşınmazların intikal işlemlerinin yapılarak tasfiye edilip bedele çevrileceğini» öngören 19.7.2003 tarihli 4916 sayılı Yasa’nın bu tarihten önce açılan miraslarda uygulanma olanağı bulamayacağı–
Hâkimin, «Türk kanunlar ihtilafı kuralları»nı ve bu kurallara göre yetkili yabancı hukuku re’sen uygulayacağı, yabancı hukukun muhtevasının tesbitinde, hakimin tarafların yardımını isteyebileceği– Yabancı bir hukuka tâbi olarak, yabancı ülkenin usul hükümlerine göre gerçekleştirilmiş olan bir evlât edinmenin, Türk hukuku bakımından «yabancı bir evlad edinme işlemi» olduğu, böyle bir evlatlık ilişkisinin MÖHUK’un 18. maddesindeki koşulların yerine gelmiş olması halinde, Türk hukuku bakımından geçerli bir evlad edinme olarak kabul edilebileceği–
Miras paylarının, miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükümlerine göre belirleneceği-
«Evlilik akdinin mutlak butlan nedenîyle iptaline» ilişkin kararın kesinleşmesinden önce akıl hastası olan eşin ölümü halinde, sağ kalan eşin -iyiniyetli olup olmadığına bakılmaksızın- ona mirasçı olabileceği -
Gaiplik kararı, ölüm tehlikesi veya son haber gününden itibaren hüküm ifade ettiğinden, gaibin mirasının da o tarihte açılmış sayılacağı-
Miras bırakanın ölümünden sonra mülkiyet gibi zilyetliğin de diğer mirasçılara intikal edeceği, taksim olmadıkça, bir mirasçının zilyetliği, diğer mirasçılar adına sürdürmüş sayılacağı-
Tapudaki tescilin geçerliliği için, hukuken geçerli bir sebebe dayanmasının gerektiği, temliki sağlayan satış sözleşmesinin muvazaa sebebiyle geçersizliği gözetilerek miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren davalıların ecrimisille sorumlu tutulmalarının doğru olduğu, ancak, ecrimisil istenilen taşınmazın, murisin sağlığından beri kirada bulunduğunun ve bu yerden kira parası alındığının anlaşıldığı, taşınmaza ilişkin kira sözleşmesinin davacının zararına ve muvazaalı olarak düzenlendiği ileri sürülmediği gibi bu hususun kanıtlanmış da olmadığı, ecrimisili bir yerde en az kira bedeli olarak anlamak gerektiği, bu itibarla taşınmazdan elde edilen kira geliri gözetilerek davacı yararına payı oranında ecrimisile hükmedilmesi gerekirken taşınmaz boş vaziyette kabul edilip, emsalleri gözetilerek getirebileceği gelirin hesaplanması suretiyle tayin edilmesinin isabetsiz olduğu-
3.1.1961 günlü ve 205 sayılı Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanununun 25 inci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca, ölen üyenin hayatta iken Kuruma vereceği beyanname ile, ölüm yardımının tercih edeceği bir veya birkaç kişiye verilmesini isteyebileceği; ancak bunların ölüm yardımına hak kazanabilmeleri için murisin ölüm günü itibariyle mirasçılık sıfatını taşımaları gerektiği; aksi halde ölüm yardımının veraset ilamı uyarınca tüm mirasçılarına ödenmesi icap ettiği hakkında İçtihadı Birleştirme Kararı-
Tenkise ilişkin kararın hüküm ve sonuçları, mirasın açıldığı güne kadar geriye yürüyeceğinden, miras bırakanın ölüm gününden, tenkis kararının kesinleştiği tarihe kadar geçen süre içinde davalının tahsil ettiği kiralardan payına düşen miktarı davacının isteyebileceği-