Borçlu şirket hakkında verilen iflas kararının, istihkak davasının açılmasından sonra yargılama aşamasında verilip kesinleştiği, bu durumda, mahkemece, adı geçen borçlu şirket yönünden, İİK'nin 193/2 maddesi uyarınca takibin düştüğü ve hacizlerin kalktığı, dolayısıyla dava konusuz kaldığından, istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu- Mahcuzların eklenti niteliğinde olduğunun bilirkişi raporu ile belirlenmiş olması, ipotek akit tablosunda yazılı olmasa bile ipotekli taşınmazın eklentisi niteliğindeki menkullerin taşınmazdan ayrı olarak haczinin mümkün olmaması, alüminyum kesme makinesi, kaynak makinesi, bükme makinesi, pres makinesi gibi haczedilen mahcuzlar fabrikadaki faaliyetin yürütülmesine katkı sağlayacak nitelikte olup fabrikaya özgülenmiş olması hususları birarada değerlendirildiğinde yargılama gideri ve vekalet ücretinden davacı bankanın sorumlu tutulmasının doğru bulunmadığı, ne var ki bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Üzerinde ipotek kurulmuş bulunan taşınmazın tapuda "arsa" olarak kayıtlı bulunması ve daha sonra üzerine bina (fabrika binası) yapılmış olması halinde, arsa üzerindeki ipoteğin bu fabrika binasını da kapsayacağı, ancak arsa üzerindeki ipoteğin fabrika binası içinde bulunan menkulleri (makineleri) mütemmim cüz ve teferruat olarak kapsamayacağı- Fabrika binası, ipotekli arsanın mütemmim cüzi olsa da, onun teferruatı niteliğinde olduğu iddia edilen haczedilen menkuller arsanın eklentisi sayılamayacağından, haczedilip satılabileceği- Haczedilen menkullere ilişkin ipotek senedi ve tapu sicilinde bir kaydın mevcut olmadığı da gözetildiğinde menkul satışı yapılan dosyada üçüncü kişi şikayetçi bankanın icra müdürlüğünce re'sen ihalenin kaldırılması talebi ile şikayette bulunmakta sıfatının bulunmadığı-
Şikayete konu taşınırın haciz tarihinden sonra, alacaklı tarafından süresinde satış talep edildiği fakat haciz tarihinden itibaren altı aylık hak düşürücü süre içinde satış avansı yatırılmadığı görülerek şikayete konu taşınır üzerindeki haczin düşmüş olduğu, şikayet eden borçlunun istemi taşınır üzerindeki haczin kaldırılması olduğundan, haczin düşmesi nedeniyle bu sonuç hasıl olduğundan, şikayetin konusuz kaldığı, şikayet eden borçlunun istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği gerekçesiyle ve yargılama ve vekâlet ücreti yönünden yapılan değerlendirmede, şikayete konu taşınırın TMK’nin 686. maddesine göre eklenti niteliğinde olduğu, taşınmazın üçüncü kişi lehine ipotekli olduğu, İİK’nın 83/c, TMK’nın 686 ve 862. maddeleri uyarınca ipoteğin eklenti niteliğindeki taşınırı da kapsayacağı, haciz tutanağına göre haciz sırasında bu hususun ileri sürüldüğü, alacaklı vekilinin de hacizde hazır bulunduğu, borçlunun şikayeti üzerine yapılan yargılamada alacaklı vekilinin şikayetin reddini savunduğu, borçlunun şikayetinde haklı olduğu, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin alacaklıya yüklenilmesi gerektiği-
Mahcuzların eklentisi olduğu taşınmaz kaydında ipotek (rehin) olması halinde taşınmazın bütünleyici parçaları ve eklentileri haczedilmezlik kapsamında olduğu, TMK 862. maddesine göre ipotek akit tablosunda yazılı olmasa bile ipotekli taşınmazın eklenti niteliğini taşıyan unsurlarının haczedilemeyeceği, satılamayacağı-
Taşınmaz rehninin mevcudiyeti halinde eklenti niteliğindeki menkuller taşınmazdan ayrı olarak haczedilemeyeceği Makinelerin, ipotek kapsamında olup olmadığının tespiti için ipotek akit tablosunda yazılı olup olmamaları sonuca etkili olmadığı, niteliği itibariyle de makinelerin eklenti vasfında olmaları gerektiği- Mahkemece, menkuller ile ilgili ayrıca keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmaksızın, taşınmazın eklentileri ile beraber satılacağı belirtilerek, bu yöndeki fesih nedeninin yerinde görülmediği-
İİK'in 83/c maddesi gereğince, taşınmaz üzerinde ipotek bulunması halinde, teferruatın, taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkün değil ise de, anılan maddenin uygulanabilmesi için, mahcuzun ipotek akit tablosunda yazılı olması yeterli olmayıp TMK'nin 686. maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini taşımasının zorunlu olduğu-
Raporda siloların fabrikanın amacına uygun çalışarak üretim yapması için gerekli ve zorunlu oldukları, ancak siloların fabrikaya zarar vermeden sökülebileceği ve fabrikanın mütemmim cüz’ü niteliğinde olmadığı şeklindeki değerlendirmelerin çelişkili olduğu, bu hali ile söz konusu raporun uyuşmazlık konusu olayın çözümüne yeterli açıklık ve netlikte olmayıp hüküm kurmaya elverişli olmadığı, bu durumda, mahkemece yapılacak işin; şikayete konu mahcuzların gerçekte TMK.nun 684 ve 686. maddelerinde açıklandığı gibi, mütemmim cüz ve teferruat niteliğinde olup olmadıkları, konusunda uzman bilirkişilerden Yargıtay denetimine uygun ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte rapor- ek rapor alınarak usulüne uygun olarak tespit edildikten sonra, mütemmim cüz ve teferruat niteliğinde olduklarının belirlenmesi halinde, TMK.nun 686/1 ve 862/1 maddeleri gereğince rehin kapsamında kaldıklarından haczedilemeyecekleri göz önünde tutularak; mütemmim cüz ve teferruat niteliğinde bulunmayan mahcuzların ise haczedilebilecekleri düşünülerek sonucuna göre bir karar verilmesinden ibaret olduğu-
TMK'nin 862. maddesine göre rehin, taşınmazı bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kıldığından, ipotek akit tablosunda yazılı olmasa bile ipotekli taşınmazın eklentisi niteliğindeki menkullerin taşınmazdan ayrı olarak haczedilip satılamayacağı-
TMK mad. 686 uyarınca haczedilen menkullerin neler olduğunun, niteliklerinin, özelliklerinin, hurda niteliğinde olup olmadıklarının, teferruat listesinde yer alıp almadıklarının, ana taşınmazın nerelerine bağlı olduklarının, ana taşınmaz zarara uğratılmadan, yapısı değiştirilmeden ve yok edilmeden ana taşınmazdan ayrılmasının ve taşınmasının neden mümkün olmadığının hiçbir tereddüte mahal bırakmayacak şekilde bilirkişi vasıtasıyla tespit edilerek, neticede bu araştırma ve inceleme sonucu elde edilen bilgiler ile dosyadaki diğer delillerin birlikte değerlendirilmesi ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Tesis edilen ipoteğin, ipotek resmi senedine göre, taşınmaz ile birlikte teferruat, mütemmim cüz ve müştemilatlarını da kapsadığı, dolayısıyla TMK. mad. 862 uyarınca, alacaklı lehine tesis edilen ipoteğin, taşınmazı bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kılacağı- İpotekli taşınmazın eklentisi niteliğinde kabul edilen forkliftin de ipotek kapsamında olduğu, borçlunun ihalenin feshi talebinde ileri sürmüş olduğu bahse konu menkul malların ipotek kapsamında olmadığı ve ilgili malların üzerinde haczin bulunmadığına dair itirazlarını yapılan kıymet takdirine itiraz davasında ileri sürmediği ve bahsi geçen menkullerin satışa konu edilip kıymet takdiri yapılamayacağına dair şikayetinin bulunmadığı görüldüğünden, satış ilanında yer alan taşınmazlar ile makine ve teçhizat olarak geçen tüm ekipmanların satışının yapıldığı ihalede herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı- Satışa konu taşınmazın üzerindeki yapının fabrika olması itibariyle; müştemilatı, makine ve teçhizatlarının ayrıca bir ihalesi söz konusu olmayıp, içerisinde bulunduğu fabrika ile birlikte bir bütün halinde ihale edildiği, dolayısıyla ihaleye konu olan taşınmazlar ile içerisinde mevcut olan müştemilatı, makine ve teçhizatların satışında, bir kısım için ihalenin feshinin kabulü, bir kısmı için ise; ihalenin fesih talebinin reddi sonucunu doğuracak şekilde, “forklift bakımından şikayetin kabulüne, forklift dışındaki diğer tüm davaya konu ihaledeki mallar bakımından şikayetin reddine,” şeklinde hüküm kurulmasının mümkün olmadığı-