Mahkemece yapılan zabıta araştırmasında kısıtlı adayının 35 yıldır mernis kaydındaki adresinden başka bir adreste ikamet ettiği anlaşıldığından, mernis adresindeki bildirimin aksine kısıtlı adayının yerleşim yerinin 35 yıldır yaşamakta olduğu yer olduğunun kabulü gerekeceği ve vasi atanmasına ilişkin davanın burada görülmesi gerektiği-
Hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu, ehliyetsizliğin saptanması halinde öteki nedenlerin incelenmesi gereğinin ortadan kalkacağı gözetilerek ehliyetsizlik iddiasının öncelikle incelenmesi, tarafların bu yönde bildirecekleri tüm delillerin toplanması, varsa miras bırakana ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahede kayıtları, reçeteler vs. istenmesi, tüm dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, akit tarihinde miras bırakanın ehliyetli olup-olmadığı yönünde rapor alınması gerekeceği-
Kural olarak TMK 'nun 15.maddesi hükmü gereği, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukuki bir sonuç doğurmayacağından, kısıtlının tüketici kredi sözleşmesi geçersiz olup, hukuki bir sonuç doğurmayacağı-
Adi ortaklık adına yapılan genel haciz yolu ile takipte, tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklığın icra takibine yapılan itirazın kaldırılmasını talep etme ehliyetinin olmadığı-
Sözleşmenin taraflarından birinin ehliyetten yoksun bulunduğu iddia edilmişse, bu iddianın araştırılması; ölünceye kadar bakım sözleşmenin, bakım alacaklısının ehliyetsizliği nedeniyle geçersiz olduğu iddiasının, hukuki ehliyeti bulunup bulunmadığı konusunda rapor alındıktan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
TMK. m.15 uygulamasının istisnası kapsamında aynı Kanun'un 2. maddesi gereğince, sadece bonoların keşide tarihi ve sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle“fiil ehliyetine” haiz olmayan davacı iş sahibinin; davalı yüklenici şirketin hak ettiği iş bedelini, mahsuben yaptığı fazla ödemenin iadesini ve bedelsiz kalan bonolardan ötürü de borçlu olmadığının tespitini istediği için, ehliyetsiz olduğunun kabulü halinde dahi davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin geçersizliğinden söz edilemeyeceği-
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.01.1976 günlü ve 477/12 sayılı kararına göre, davada taraf olma ehliyeti, medeni haklardan yararlanma hakkının bir sonucu olduğundan, kısıtlanan kimse; medeni hakları kullanma ehliyetinden yoksun bulunması nedeniyle her ne kadar kendisi dava açamaz ise de sözü edilen haklardan yararlanma ehliyetine haiz bulunduğundan aleyhine dava açılabileceği ve davalının kısıtlı olduğunun mahkemece her ne suretle olursa olsun öğrenilmesi halinde re'sen kanuni mümessile tebligat yapılmasının gerektiği-
Davadan feragatin söz konusu olabilmesi için, davacının feragat tarihinde fiil ehliyetine sahip olması gerekeceği-
Satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada kişinin, sözleşmeden sonra sözleşme ehliyetine hak kazanması, sözleşmeye geçerlilik vermeyeceği gibi sözleşme yapma ehliyetinin sonradan kaybedilmiş olması da o sözleşmeyi geçerli kılmaz. Bu nedenle 04.09.2012 tarihli sağlık kurulu raporu gözönünde bulundurularak yeniden davalının 31.01.2013 tarihli dilekçesinde belirttiği ve gerekçeli kararın tebliğ edildiği yeni adresine hastaneye sevkinin sağlanması yönünden usulüne uygun tebligat yapılıp neticesine göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkindir. Miras bırakanın işlem tarihinde hukuki işlem ehliyetinin bulunup bulunmadığı yönünde Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulundan rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-