Adresin iş yeri ya da ev adresi olup olmadığı araştırılması gerektiği ve iş yerinin ev olup olmamasına göre tebligatın aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, bunların bulunmaması halinde birlikte oturan aile efradına ya da hizmetçilerden birine yapılması gerektiği-
Davalıların işyerlerinde yapılan dava dilekçesi tebliğinin aynı işyerinde çalışıp çalışmadığı ve işyerindeki hangi sıfatıyla tebliğ edildiği belirtilmeksizin, asıl davanın diğer bir davalısı olan şahsa yapıldığı, ayrıca tebligat mazbatalarında Tebligat Kanunu'nun 20. maddesi hükmü uyarınca tebliğ yapılacak kişinin geçici olarak başka bir yere gidip gitmediği hususunda da bir açıklama bulunmadığı görülmüş olup anılan davalıların davaya katılamadığı bilindiğinden davalılara yapılan dava dilekçesi tebliğlerinin usülsüz olduğu-
Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz ise, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumun yazılıp imzalanması gerektiği-
Kendisine tebligat yapılacak borçlunun, adresinde bulunmama durumunda imzadan imtina eden komşu beyanında şehir dışında olduğu belirtilmişse Tebligat Kanunu m. 21.’e göre tebligat yapılmış sayılamayacağından şikayetin kabulü gerekeceği-
Sıra cetveli tebliğ edilenin, davacı avukatlarının büro çalışanı olduğu, mahkemece, en azından tebligatı alan kişinin davacı avukatın bürosunda çalışanı olup olmadığı hususunun etraflıca araştırılıp, varılacak uygun sonuca göre davanın süresinde açılıp açılmadığı konusunda bir karar verilmesinin gerekeceği-
Tebligat K. mad. 21 uyarınca, tebliğ tarihinin “ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih” olarak düzenlendiği- Ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği tarihten yasal 7 günlük süre geçtikten sonra yapılan şikayet süresinde olmadığı- “Takip dayanağı senet örneğinin gönderilmediği” hususunun 7 günlük şikayet süresi içinde icra mahkemesine bildirilmesi gerektiği ve bu durumda, icra mahkemesince “takibin iptaline” değil “ödeme emrinin iptaline” karar verilmesi gerekeceği–
Alacaklı vekilinin ‘birlikte sakin katibi’ imzasına yapılan tebligatın, Tebligat Kanununun 17. maddesine uygun sayılacağı-
Tebligat tarihinde borçlunun orada bulunmamasının, kendisine gecikmiş itirazda bulunma hakkını vermeyeceği–
«Tebligat tarihinde yurt dışında veya başka ilde bulunduğunu ve tebligatı, adresine döndüğünde aldığını» bildiren borçlunun bu iddiasını her türlü delille (tanık da dinleterek) kanıtlayabileceği–