Usulüne uygun olarak ön inceleme duruşması yapılmadan hüküm tesisinin hukuki dinlenilme hakkının (HMK. m. 27) ihlali niteliğinde olduğu-
Davacı-karşı davalı erkeğe, kadının dava dilekçesinin tebliğine dair mazbatada ve ön inceleme, tahkikat duruşma gününün tebliğine dair mazbatalarda tebligattan haberdar edilen kişi sadece imzadan imtina etme hakkına sahipken isim vermekten de imtina ettiğinden bu haliyle davacı-karşı davalı erkeğe yapılan dava dilekçesi, ön inceleme ve tahkikat duruşma günü tebliğlerinin usulsüz olduğu-
Muhataba önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya Teb. K. mad. 21/2 uyarınca tebligat yapılamayacağı-
Davalıya dava dilekçesi tebliği Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre yapılmış ancak tebliğ mazbatasında davalının evde olmadığını beyan eden komşunun ismi yazılmamış olduğundan ve mazbatada komşunun imzası bulunmadığı gibi imzadan imtina ettiğine dair de bir açıklama da bulunmadığından dava dilekçesi tebliği işleminin geçersiz olduğu- Hukuki dinlenilme hakkı tanınmadan karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davalıya dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma günü tebliğine ilişkin mazbatada muhatabın adreste bulunmama sebebine dair beyan, beyanda bulunan kimse tarafından imzalanmamış, imzadan imtina etmiş ise bu durumun tebliğ memurunca tevsik edilmediği, bu haliyle, davalıya dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma günü tebligatının geçersiz olduğu, buna göre, davalıya dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma günü usulüne uygun tebliğ edilmeden hüküm kurulmasının hukuki dinlenilme hakkını zedeleyen önemli bir usul hatası olduğu-
Gerekçeli kararın, müdahiller ...A.Ş. ve ... A.Ş. vekillerine, Tebligat Kanunu'nun 17. ve 20. madde hükümlerine aykırı olarak, tebliğ belgesinde, muhatabın tevziat saatinde işyerinde bulunmadığına ve aynı gün döneceğine ilişkin bir tespite yer verilmeden, daimi işçilerine tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Tebligat Kanunu'nun tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için düzenleme içeren 20. ve Yönetmeliği'nin 29. maddesinde aranan, anılan belirlemeye ilişkin bir açıklama da Tebliğ belgesinde bulunmadığı- Gerekçeli kararın tebliği, Tebligat Kanunu'nun 17 ve 20; tebliğ tarihinde yürürlükte olan Yönetmeliğin 20 ve 29. madde hükümlerine uygun yapılmış olmadığı-
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçının diğer paydaşlara karşı açacağı; davada bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu, paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği- Tebligat Kanunu mad. 21/2 gereğince çıkarılacak tebligatların açık mavi renkli zarflarla yapılacağı, bu usulün hemen başvurulacak bir yol olmadığı, istisnai olarak ve belirli şartların oluşması halinde başvurulacak bir tebligat şekli olduğu-  İİK. mad. 121 uyarınca açılan davada, davalı borçluya dava dilekçesi tebligatının, TK'nın 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle, davalı adına önceden bilinen adrese tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK'nun 21/2. maddesine göre yapıldığı ve usulsüz olduğu anlaşıldığından, mahkemece, davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
Davalılar için öncelikle mümkünse Tebligat Kanununun 10/2. maddesi gereği Mernis adreslerine, mümkün olmaması halinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7. maddesi ve Tebligat Kanununun 28. maddesinde yazılı tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden, resmi ve özel müessese ile dairelerden ve ayrıca zabıta marifetiyle araştırılarak, tespit edilen adreslerine gerekçeli karar ile davacı idarenin temyiz dilekçesi usule uygun tebliğe çıkartıldıktan; adreslerinin tespit edilememesi halinde ilânen tebligat yapıldıktan ve temyiz süresi de beklendikten sonra mahkemece karar verilmesi gerektiği-
Muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan her biri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesini muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazıp imzalaması gerekeceği-
Ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin iş yeri adresi olmadığı ve tebligat da geçen kişinin çalışan olmadığı konusunda borçlu tarafın itirazı bulunmadığı gibi, ödeme emrinin borçluya Teb. Kan.'nun 17. ve 20. maddelerine uygun olarak aynen "-alıcı dışarda- tevziaat saatinde muhatabın adreste bulunmadığını beyan eden çalışan sekreter ... imzadan imtina ederek evrakı almaktan kaçındığından 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi gereğince evrak mahalle muhtarlığına tebliğ edilmiş, 2 nolu haber kağıdı adreste bırakılarak çalışan sekreter ....'e haber verilmiştir" şerhi ile tebliğ edildiği anlaşıldığından, mahkemece, borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği yönündeki şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor