Borçlu vekilinin adreste bulunmadığının tespiti yapılmadan doğrudan çalışana yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Borçlunun usulsüz tebligatı en geç istinaf dilekçesi ile öğrendiğinin kabulü gerektiğinden anılan dilekçe tarihi itibariyle istinaf isteminin süresinde olduğu- Bölge Adliye Mahkemesince, gerekçeli istinaf dilekçesinin süresinde verildiği kabul edilerek, gerekçeli istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İlk derece mahkemesinin kararının tefhiminden sonra süre tutum dilekçesi verilerek istinaf isteminde bulunulması ancak; gerekçeli kararın tebliğine rağmen yasal 10 günlük süre içerisinde gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmaması halinde istinaf dilekçesi reddedilmeden, kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf isteminin inceleneceği-
Süresinde istinaf (süre tutum) dilekçesi, istinaf gerekçelerinin ise süresinden sonra verilmesi ve ilk derece mahkemesi kararında "kamu düzenine aykırılık" bulunmadığının tespit edilmesi durumunda, Bölge Adliye Mahkemesi'nin, HMK. mad. 353/1-b1 gereğince, istinaf isteminin esastan reddine karar vermesi gerektiği, usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İcra mahkemesi kararının tefhimi üzerine istinaf dilekçesini verdiği halde, icra mahkemesi kararının tebliğ edildiği tarihten sonra istinaf gerekçelerini içeren dilekçe verilmemesi durumunda, Bölge Adliye Mahkemesinin, istinaf dilekçesini reddetmeden, HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzeni ile sınırlı inceleme yapması gerektiği- İncelenen mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık tespit edilmez ise, işin esasına dair inceleme yapılmış olacağından, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tefhim edilen icra mahkemesi kararına karşı karşı süresinde süre tutum dilekçesi vererek istinaf isteminde bulunulması ancak; gerekçeli kararın tebliğ tarihine göre yasal 10 günlük süre geçtikten sonra gerekçeli istinaf dilekçesi sunulduğu görüldüğünden, Bölge Adliye Mahkemesince kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İstinaf yoluna başvuran davalı tarafın dilekçesinde sebep ve gerekçe gösterilmediğinden; Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf dilekçesini reddetmeden, kamu düzeni ile sınırlı inceleme yapması gerektiği; incelenen sonucu mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık tespit edilmez ise, işin esasına dair inceleme yapılmış olacağından, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerektiği-
Muhtırada yapılması gereken işlemin ne olduğu açıkça ve ilgili tarafın yanılmasına neden olmayacak biçimde gösterileceği, ikmal edilecek harç ya da giderin miktarı ile yatırılma merci ve süresi, bunun yapılmamasının sonuçları net biçimde açıklanması gerekeceği, “dosyaya yatırılması” şeklindeki ifade tarafın yanılmasına neden olabileceğinden, bu ifadeyi taşıyan muhtıranın geçersiz olacağından, ilk derece mahkemesince davalı vekiline gönderilen muhtırada tutarın ya tamamı ya da 1/4'ünün dosyaya yatırılması gerektiği yazıldığı gibi davalı vekilince maktu olarak ödenen miktarın da mahsup edilmediği ve böylelikle gönderilen muhtıranın usulüne uygun olmadığı-
İcra mahkemesince verilen kararın alacaklı vekiline tefhim edildiği, alacaklı vekilinin İİK’nın 363. maddesi uyarınca süresi içinde istinaf dilekçesini (süre tutum) verdiği halde, istinaf gerekçelerini içeren dilekçesinin, icra mahkemesi kararının tebliğ edildiği tarihe göre süresinde olmadığı görüldüğünden, Bölge Adliye Mahkemesinin, istinaf dilekçesini reddetmeden, kamu düzeni ile sınırlı inceleme yapması gerektiği-