Davacı malik olmayan eş tarafından TMK 194 uyarınca açılan ipoteğin kaldırılması istemli davanın yargılaması sırasında, davacının ölümü nedeniyle dava konusu taşınmazın aile konutu olma özelliğini kaybettiği gözetildiğinde, taşınmazın zaten maliki durumunda olan davalı eş tarafından tesis edilmiş bulunan ipotek işleminin "aile konutuna tanınan hukuki koruma" gereğince kaldırılmasına karar verilemeyeceği- "Sağ kalıp malik olmayan eşin mirasçı sıfatından dolayı haklarının bulunması ve davayı açtığı sırada var olan hukuki yararının yargılama aşamasında malik eşin ölümünden sonra da devam ettiğine" yönelik içtihatların somut olayda uygulanma imkânı bulunmadığı-
Davaya konu taşınmaza ilişkin ortaklığın giderilmesi davasının yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne karar verildiği ve kararın kesinleştiği, bu itibarla eldeki aile konutu olduğunun tespiti istemine ilişkin davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından davanın esası hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” karar vermek ve davacının sebebiyet verdiği hususu da gözetilerek tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderleri ile vekalet ücretini tayin ve takdir etmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davalı tarafından Balıkesir 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/262 E. sayılı dosyasında sağ kalan eş sıfatıyla dava konusu taşınmazın miras hakkına mahsuben kendisine özgülenmesi istemiyle açılan davanın, eldeki ortaklığın giderilmesi davasında bekletici sorun yapılmasının gerekip gerekmediği-
“Aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi” istemine (TMK 652) ilişkin davanın sulh hukuk mahkemesinde görüleceği-
Malik eşin dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra ölmesinin herhangi bir öneminin bulunmadığı, önemli olanın, tasarruf işlemi sırasında evlilik birliğinin varlığı ve malik olmayan eşin tasarruf işlemine açık rızasının bulunup bulunmadığı olduğu, açıklanan sebeplerle mahkemece tarafların gösterdiği deliller bir bütün halinde değerlendirilip sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, malik eşin dava açılmadan önce vefat ettiği, evliliğin ölümle sona erdiği, taşınmazın aile konutu niteliğinin ortadan kalktığı, davacının korunan bir yararının kalmadığı şeklinde hatalı gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Evliliğin ölümle sona ermesinden sonra da, TMK mad. 240. ve 652'nin tanıdığı hakları kullanabilmek için davacının, hissedar olduğu konutun, aile konutu olduğunun tespitini istemede hukuki yararı olduğu-
Davanın Türk Medeni Kanunu 652. maddesinde yazılı aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesine ilişkin olması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 4/1-b maddesi gereğince davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu gözetilmeden görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Sağ kalan eş ...’ın karar tarihinden önce öldüğü anlaşıldığından, .............. tarihli ilam ile sağ kalan eş ...’a miras payına mahsuben aile konutunun özgülenmesine dair bir karar verilemeyeceği- Mahkemece, ................ tarihinde sağ kalan eşe miras payına mahsuben aile konutunun özgülenmesine ilişkin talep kabul edilmiş olup bu ilamın tarafların temyiz etmemesi kesinleştiği, kesinleşmiş mahkeme kararı üzerinden bu kararın hukuki sonuçlarını tamamen ortadan kaldıracak şekilde ............ tarihinde ek karar verilmesi hukuken mümkün olmadığından mahkemenin ........... tarihli ek kararının bozulması gerekeceği-
Tefrik edilen mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talep hakkında aile mahkemesi görevli olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verildiği ve talebin iş bu temyize esas dava dosyasına kaydedildiği, buna göre TMK'nin 652. maddesine dayalı özgüleme talebinin bu talep hakkında görevli ve yetkili olan sulh hukuk mahkemesinde kaldığı ve uyapta yapılan incelemede hali hazırda iş bu temyize konu dava dosyasının bekletici mesele yapıldığı anlaşıldığından, mahkemece bu husus gözetilmeksizin TMK'nin 652. maddesine dayalı talep hakkında da yazılı şekilde yargılama yapılıp karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Eldeki ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkin davada, dava konusu taşınmazın davacı ... ile vefat eden eşi ....’nın aile konutu olduğunun tespitine yönelik mahkeme kararı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmişse de gerekçe gösterilen mahkeme kararının 4721 sayılı TMK’nın 240’ıncı ve 652’nci maddeleri uyarınca sağ kalan eşe aile konutunun özgülenmesi niteliğinde bir karar olmadığından davanın görülmesine engel olmadığı-