Somut olayda, öncelikle davacıya dava konusu konutun miras bırakan ile birlikte kullanılan aile konutu olduğuna dair tespit hükmü almak üzere süre verilerek açılan davanın sonucunun beklenmesi; dava konusu yerin aile konutu olduğunun tespiti halinde, terekeye dahil tüm malvarlığının parasal değeri bulunarak davacının miras payına düşen miktarın hesaplanması gerekeceği- Davacının miras payına mahsuben aile konutunun özgülenmesine karar verilecek ise davacının ödemesi gereken tutarın belirlenerek bu miktarın depo ettirilmesi sağlanmalı; şartların bulunması halinde intifa hakkı tanınmak üzere intifa bedeli uzman bilirkişiye tespit ettirilerek intifa bedeli olarak hesaplanan miktarın depo ettirilmesi sağlanması; bu şekilde yapılacak araştırma ve inceleme sonucunda bir karar verilmesi gerektiği-
Aile konutu üzerine eşlerden diğerinin rızası olmadan ipotek kurulamayacağı, ipoteğin açık rıza alınmadan kurulması halinde, malik olan eşin ölümünün bu işleme hukukilik kazandırmayacağı-
Eşlerden birinin ölmesi halinde sağ kalan eşin taşınmazın aile konutu olup olmadığının tespitini istemekte hukuki yararı olduğu-
Davanın açıldığı tarihte davalı eş üzerine kayıtlı taşınmaz üzerinde davalı banka lehine konulmuş bir ipoteğinin geçersiz olduğunu davacı sağ ileri sürmüş olup,  açık rıza alınmamış ise bu ipotek işlemi geçersiz olacağından,  malik olan eşin ölümünün bu işleme hukukilik kazandırmasının düşünülemeyeceği- Sağ kalan eşin mirasçı sıfatıyla, davayı açtığı sırada var olan hukuki yararının, yargılama sırasında davalı eşin ölümünden sonra da devam edeceği, ortada geçersizliği ileri sürülen bir ipotek bulunduğundan,  evliliğin ölümle sona ermesiyle birlikte, davanın da konusuz kaldığının söylenemeyeceği- Yargılama sırasında davalı eşin (malik eşin) ölümü nedeniyle, aile konutuna tanınan korumanın sona erip ermeyeceği- "Davacı kadının yargılama sırasında TMK. mad. 240 ve 652 kapsamında bir talebinin olmadığı, bu nedenle davacının TMK. mad. 194 uyarınca aile konutu korumasından yararlanmayacağı, ancak şartları varsa taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti davası açabileceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Aile konutunun miras payına mahsuben sağ eşe özgülenmesi istemi-
Resmi defter tutulması devam ettiği sürece miras bırakanın borçlarından dolayı icra takibi yapılamayacağı (TBK. 625) buna aykırı davranışın süresiz şikayete neden olacağı-
Miras payına mahsuben mülkiyet hakkı verilmesi, mümkün olmadığı takdirde oturma hakkı verilmesi istemine ilişkin açılan davada, eşin miras hakkına mahsuben aile konutunun kendisine özgülenmesini talep etmesinde, öncelikle mülkiyet hakkı talebinin değerlendirilmesi gerektiği, intifa hakkı tanınmak suretiyle özgüleme için haklı sebeplerin varlığını aramak gerekmediği- Davacının öncelikli talebi aile konutunun mülkiyet hakkı tanınması suretiyle özgülenmesi olmasına rağmen ikinci kademedeki talep olan intifa hakkı tanınması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerektği- 
Aile konutunun miras hakkına mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi ve muris adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep edildiği davada, vasiyetnamenin okunup okunmadığı, vasiyetnamenin iptali davası açılıp açılmadığı araştırılarak ve davalı tarafından İnegöl 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin .... Esas sayılı dosyasında açılan ve yargılamasının devam ettiği anlaşılan dava tarafların miras paylarını etkileyeceğinden HMK. mad. 165 gereğince bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- 
Taşınmazın miras payına karşılık özgülenmesi istemine ilişkin açılan davada, murisin tüm terekesi tespit edilerek terekenin toplam değeri belirlenmeli, daha sonra mirasçıların miras paylarının ayrı ayrı değerleri belirlendikten sonra aile konutu ve eşyaların değeri, davacının miras payına düşen kısımdan fazla ise eksik bedelin depo ettirilmesi, karşılıyorsa davacının miras payına mahsuben özgülenmesi gerektiği- 
Dava konusu taşınmazın tapu kaydında ipotek tesis edildiği tarihte "aile konutu şerhi" bulunmadığı görülmekteyse de, ipotek alacaklısı bankanın, konutun "aile konutu" olduğunu bilmesi karşısında, eşin açık rızasını geçerli bir şekilde alma yükümlülüğü altında olduğu- Tacir olan bankanın, basiretli davranarak (TTK m.18/2), Kanunun (TMK m.194) açık rıza alınmasını istediği bu konuda kendisine sunulan muvafakat belgesindeki imzanın rızası gereken eşe aidiyetini belirlemek ve sözleşmenin hakim tarafı olarak imzanın sıhhatini denetlemek zorunda olduğu-