İcra emrinin ilâmda adı yazılı olan vekil yerine asile tebliğ edilmesi halinde «usulsüz tebligat» söz konusu olmadığından, Teb. K. mad. 32 hükmünün uygulanmayacağı, borçlunun (vekilinin) «icra emrinin iptalini» istemekle yetinebileceği, şikayetle birlikte borcun esasına yönelik itirazlarında bildirilmesi zorunluluğu bulunmadığı–
Kocası adına, kocası ile ihtilaflı olan karısına yapılan tebligatın usulsüz olacağı–
«Birlikte» kaydiyle yapılan tebligatı alan kişiyle gerçekte «birlikte oturulmadığı» hususunun icra mahkemesinde (tetkik merciinde) kanıtlanması halinde tebligatın usulsüz hale geleceği–
Usulsüz tebligat halinde, muhatabın belirttiği «tebligatı öğrenme tarihi»nin aksinin -tanık dinletilerek icra mahkemesinde (tetkik merciinde)- iddia ve ispat edilemeyeceği–
«Tüzel kişinin memuruna, müstahdemine, evrak memuruna yapılan tebligatın geçerlik koşulları»
İlanen yapılan tebligatlarda, ilanın bir örneğinin tebliği çıkaran merciin ilan tahtasına asılması ve durumun bir tutanakla belgelendirilmesi gerekeceği—
Borçluya (kefile) gönderilen ödeme emrinin diğer senet borçlusuna (ya da kefiline) tebliğ edilmiş olmasının usulsüz sayılacağı–
«Tüzel kişinin sekreterine yapılan tebligatın geçerlik koşulları»
Tebliğ tarihinde yurt dışında bulunduğu anlaşılan kişiye Türkiye’de yapılmış gözüken tebligatın usulsüz sayılacağı–