Öğretmen olan muhatab adına çıkarılan tebligatın yapılmasını o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın âmirinin sağlayacağı, «birlikte sâkin öğretmen ..... imzasına» şeklinde yapılan tebligatın geçerli olmayacağı–
Usulsüz tebligat halinde, muhatabın belirttiği «tebligatı öğrenme tarihi»nin aksinin -tanık dinletilerek icra mahkemesinde (tetkik merciinde)- iddia ve ispat edilemeyeceği–
İşyerinde «birlikte çalışan» kaydıyla yapılan tebligatın usulsüz olduğu–
Tebligat Kanununun 35/I. maddesinin uygulanabilmesi için; borç luya daha önce geçerli bir tebligat yapılmış olması gerektiği–
İlamda «davalının/davacının vekille temsil edildiği»nin açıkça yazılı olması halinde, ayrıca takip dosyasına vekaletname sunulmasına gerek bulunmadığı–
Şirket adına çıkarılan tebligatın «sahibine» kaydıyla yapılamayacağı–
İcra emrinin ilâmda adı yazılı olan vekil yerine asile tebliğ edilmesi halinde «usulsüz tebligat» söz konusu olmadığından, Teb. K. mad. 32 hükmünün uygulanmayacağı, borçlunun (vekilinin) «icra emrinin iptalini» istemekle yetinebileceği, şikayetle birlikte borcun esasına yönelik itirazlarında bildirilmesi zorunluluğu bulunmadığı–
Yabancı memlekette oturanlara ilanen tebligat yapılması gereken hallerde, tebliği çıkaran mercinin, tebliğ olunacak evrak ile ilam suretini, yabancı memlekette bulunan kimsenin bilinen adresine ayrıca iadeli taahhütlü mektupla göndermesi ve posta makbuzunu dosyaya koyması gerektiği–
Tebliğ tarihinde yurt dışında/içinde seyahatta bulunduğunu belgelendiren borçlunun -tebligatı öğrendiği tarihten itibaren üç gün içinde başvuruda bulunmak koşulu ile- gecikmiş itirazda bulunabileceği–