İşçi ücretinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olacağı- Zamanaşımı def'inin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkün olduğu- Mahkemece ıslah tarihi itibarıyla zamanaşımı def'i değerlendirilip talep edilen fazla çalışma ve ulusal bayram- genel tatil alacakları hakkında hesaplama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı def'i dikkate alınmadan bu alacakların kabulü yönündeki kararının isabetsiz olduğu-
İki haftalık cevap süresinden sonra yapılan yetki itirazının, tasarrufun iptali davasına bakan mahkemece dikkate alınmaması gerektiği-
Taraflar arasında 05.12.2011 tarihinde yapılan 01.06.2012 başlangıç ve 31.05.2014 bitiş tarihli Profesyonel futbolcu sözlemesine dayalı alacağın tahsili istemi-
6100 sayılı Kanun'a göre süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı def'inin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerektiği, süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı def'inin dikkate alınamayacağı - Bilirkişi raporunda davacının hafta tatili alacağı bulunmadığının tespit edildiğine göre, mahkemece hafta tatili alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, "hafta tatili, genel tatil" adı altında isteğin kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Islah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği - Yıllık izinlerin kullandırıldığı işverence, mzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlaması gerekeceği, bu konuda ispat yükü üzerinde olan işverenin, işçiye yemin teklif edebileceği-
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 6100 sayılı HMK.’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı def'inde bulunulabileceği, anılan sürede zamanaşımı def'inde bulunulmadığı takdirde, bunun geçerli olması için açıkça muvafakat edilmesi gerekeceği - Fazla mesainin ispatı konusunda, iş yerindeki çalışma düzenini gösterir iş yeri kayıtlarının bulunmadığı, davacının fazla mesaisinin tanık beyanlarına göre tespit edildiği anlaşıldığına göre, tanıkların beyanlarına karşı davacı asil çağrılıp dinlenerek, ödeme yapılıp yapılmadığı açıklığa kavuşturulduktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalı borçlunun defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, borçlu ile 3. kişi şirketin ayrıntılı ticaret sicil bilgileri getirtilerek, şirketlerin ortaklık yapıları, kuruluş tarihleri, adreslerinin incelenmesi, dava konusu iş makinasının haciz tarihinde kimin adına kayıtlı olduğunun ilgili ticaret odasından sorulması ve neticede bu araştırma ve incelemeler sonucu elde edilen bilgiler ile dosyadaki diğer delillerin birlikte değerlendirilmesi ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği- İstihkak davsına karşı dava olarak alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali davasının, süresinde açılmaması halinde, karşı davanın asıl dava olan istihkak davasından ayrılmasına karar verilmesi gerekeceği- Karşı davanın cevap dilekçesi veya esasa cevap süresi içinde ayrı bir dilekçe ile açılabileceği (HMK. mad. 133)- Cevap süresinin, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta olduğu (HMK. mad. 317/2)-
Mahkemenin mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği- Kanunun hukukun cevaz verdiği hallerde duruşma açmadan dosya üzerinden veya kanunun duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime takdir hakkı tanındığı hallerde dosya üzerinden karar verilebileceği- Kanunun açıkça duruşma açılarak yargılama yapılmasını emrettiği hallerde dosya üzerinden karar verilemeyeceği- Davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerdiği- Mahkemece davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesinin mümkün bulunmadığı-
Haczin kaldırılmasına ilişkin davada; davalı kuruma davetiye gönderilmeden, duruşma yapılmaksızın, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasından önce karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Bordroda ödemesi yapılan tutarları aşan bir çalışma tespit edilemez ise; fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ödemesi bulunan aylar bakımından gerekli ödemelerin yapıldığı kabul edilerek hesaplamada bu ayların dışlanması suretiyle alacak miktarlarının belirlenmesi gerektiği- İşçiye ödenecek aylık işçilik ücreti 30 günlük tutar üzerinden hesaplanmakta olup hafta tatili hesabında bordrolar incelenirken bu hususa ayrıca dikkat edilmesi gerektiği- Mahkemece sadece tanık ifadelerine itibar edilerek alacak kalemlerine dair bordrolarda gösterilen tutarların saat 18.00'den sonraki çalışmalara ilişkin olduğunun kabulü ile bordro kayıtlarının dikkate alınmamasının isabetsiz olduğu- Fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatili ücretlerinin uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde, hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği, mahkemece tanık ifadelerine göre mesai saatlerinin belirlenmesine karşın, taktiri indirime gidilmemesinin hatalı olduğu- Kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına ilişkin davaların, hakkın doğumundan itibaren, on yıllık zamanaşımına tabi tutulduğu (TBK. mad. 146)- Tazminat niteliğinde olmaları nedeni ile sendikal tazminat, kötüniyet tazminatı, işe başlatmama tazminatı, 4857 s. İş K. mad. 5 'deki eşit işlem borcuna aykırılık nedeni ile tazminat, mad. 26/2'deki maddi ve manevi tazminat, mad. 28'deki belgenin zamanında verilmemesinden kaynaklanan tazminat ve mad 31/son uyarınca askerlik sonrası işe almama nedeni ile öngörülen tazminat isteklerinin on yıllık zamanaşımına tabi olduğu- Zamanaşımı başlangıcına esas alınan kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı hakkının doğumunun ise, işçi açısından hizmet aktinin feshedildiği tarih olduğu- Davalı vekili, ıslah dilekçesine karşı süresinde zamanaşımı definde bulunmuş olduğundan, mahkemece ıslaha karşı zamanaşımı definin değerlendirilmemesinin hatalı olduğu- İbranamede miktarı belirtilen fazla çalışma ücretinin mahsubu hususunun değerlendirilmemesinin isabetsiz olduğu- Hüküm altına alınan alacakların net mi yoksa brüt mü olduğunun belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağı-