Peşin ödenmesi gerekli temyiz harcının, hüküm altına alınan karar ve ilam harcının dörtte biri olacağı- Tebligat Kanunun 35/2. maddesi uyarınca, usulüne uygun tebligat yapılabilmesi için ilgili şahsın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin tespit edilememiş olması şartının da arandığı-
Kendisine ilânen tebligat yapılan davalının adresi resmî ve özel mercilerden (PTT’den, belediyeden, nüfustan, seçim kurulundan, bankalardan, tapudan, vergi dairesinden, askerlik şubesinden) gereği gibi araştırılmamış, kolluk araştırması ile yetinilerek, sonucunda ilânen tebligat yoluna gidilmiş olduğundan, yapılan ilânen tebligatın geçersiz olduğu-
İlanen tebliğin ancak adresi meçhul olanlara yapılacağı- Davalının adresi tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden, ayrıca haricen zabıta vasıtasıyla araştırılıp saptanmadan ve belgelere bağlanmak suretiyle tespit ettirilmeden ilanen tebligat yapılmasının geçersiz olduğu-
Boşanma davası tarihinden önce tarafların ayrı yaşadıkları, dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma gün ve saatinin davalı erkeğin ikamet etmediği adrese tebliğ edildiğinden bu adrese yapılan tebligat usulsüz olup ilanen tebliğin geçerli sayılması için, ilan metninin mahkeme ilan tahtasında (divanhanesinde) askı suretiyle ilan edilmiş olması gerekeceği-
Tebligatın, tebligat yapılacak kişinin bilinen en son adresinde yapılacağı; son adreste bulunamamışsa, tebliğ memurunun bulunabileceği adresi araştıracağı ve bulamazsa, durumu Muhtarlığa onaylatmak suretiyle saptayacağı, tebliği çıkaran kuruluşa bildireceği, ilgili kuruluş adresi kişinin mensubu olduğu kurumlardan Tapu, Muhtarlık, Nüfus, Vergi Dairesi, Belediye idaresinden adresini araştıracağı ve buna rağmen, adres tespit edilemezse adres meçhul sayılarak ilanen tebligat kararı verilebileceği; bu işlemler yapılmaksızın ve ilkeler göz ardı edilerek sonuca gidilmiş olması halinde, taraf teşkilinin sağlanmamış olacağı ve adil yargılanma hakkının da ihlal edilmiş olacağı-
Davalı şirketin adresinin tespit edilmiş olması karşısında mahkemenin eksik araştırma ile ilanen tebligata karar vermiş olması ve davalının ilanen tebliğ masraflarından sorumlu tutulmasının yerinde olmadığı- İlanen tebligat yapılacak dahi olsa masrafların davalı kurum tarafından değil davacı tarafından karşılanması gerektiği-
Tebligat yapılacak şahsın bilinen en son adresine tebligat yapılacağı, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek tebligatın buraya yapılacağı- Tebligat yapılamayan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri bulunamayan tebligat muhatabının, adresinin meçhul sayılacağı- İlanen tebliğde, ilan metninin mahkeme ilan tahtasına asılması yoluyla da ilan edilmesi gerektiği- Gıyabi hükmün davalılar mirasçısının tebligata yarar adresinin usulünce araştırılması, adresinin tespiti halinde Tebligat Kanunu ilgili maddeleri uyarınca yöntemince tebliğ edilerek, sonuç alınamaması halinde ise, anılan Kanunun 28 ve devamı maddelerinde düzenlenen ilanen tebligat yoluyla tebliğ edilmesi gerektiği-
Mahkemece, öncelikle dosya kapsamında normal tebliğat yapılmayan ilanen tebliğat yapılan davalılar hakkında; Nufüs Müdürlüğünde, davalılara ilişkin bilgilerde belirtilmek suretiyle (mevcut olan nufüs bilgileri vs) nufüs kayıtları ve mernis adreslerinin celp edilmesine, Tapu Müdürlüğünden adres araştırılması yapılmasına, Seçim Kurulunundan adres araştırması yapılmasına, Askerlik şubesinden adres araştırması yapılmasına, Vergi dairesi, belediyeden adres araştırması yapılması karar verilip ilgili kuruluşlardan adres araştırması yapıldıktan sonra, davacıların sağ olup olmadıkları sağ ise kendilerine, vefat ettikleri anlaşılması durumunda mirasçılarına gerekçeli karar tebliğ edilmesi gerektiği- Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştıracağı, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin, tebliğ tarihi sayılacağı-
Yurtdışında oturan davalının adres kayıt sisteminde kayıtlı açık adresi bulunmadığının saptanması karşısında, muhtarlıktan, seçim işleri başkanlığından, belediyelerden, vb. kurum ve dairelerden adres araştırması yapılacağı, bunlardan sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırmanın yapılacağı, bu halde de tespit edilememesi halinde ilanen tebligat yapılmasının düşünülmesi gerektiği-
Yurt içinde adres gösterme koşulunun, ihalenin feshini isteyen üçüncü kişiler hakkında uygulanması gerektiği, takip dosyasında adreslerinin mevcut olması halinde alacaklı ve borçlu için, anılan şart aranmadığı- İhalenin feshini isteyen borçlu, şikayet dilekçesinde yurt dışında oturduğunu, temyiz dilekçesinde ise vekaletnamede yer alan ve şikayet dilekçesinde gösterilen yurt içi adresinin vekaletname düzenlenirken noterin zorunlu olarak talep etmesi üzerine, bir arkadaşı tarafından bildirilen adresin notere iletilmek zorunda kalındığını belirttiğinden, ihalenin feshini isteyen borçludan yurt içinde adres bildirme şartının aranması gerektiği- Şikayet dilekçesi ve ekindeki vekaletnamede yurt içi adresinin bulunmasının, şikayetçi vekilinin açık beyanları dikkate alındığında, bu eksikliği gidermeyeceğinin kabulü gerektiği- Yurt içi adres bildirme zorunluluğunu usulünce yerine getirmeyen şikayetçinin icra mahkemesine ihalenin feshine istemiyle yaptığı başvurunun "dava şartı eksikliği" nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği- "Dava şartı eksikliği" nedeniyle ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi halinde işin esasına girilemeyeceğinden borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesinin hatalı olduğu-