Davacı tarafın dava dilekçesinde davalının adresini göstermiş olması, bu nedenle dava dilekçesinde bulunması zorunlu unsurun dilekçede belirtilmiş olduğu göz önüne alınarak davalının tebligata yarar açık adresinin mahkemece araştırılması sonucu tespit edilen adreslere yapılan tebligatın da iade geldiği anlaşıldığından, artık ilanen tebliğ hususunun düşünülmesi ve sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekeceği- İİK'nun 282/1. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan şahıslar aleyhine açılacağı, dolayısı ile borçlu ile üçüncü kişi arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan, borçlu hakkındaki işbu davanın tefriki ile davanın açılamamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Temyiz eden davalı ...'nın adresi dava dilekçesinde yazılan adrese tebligat yapılamadığından ilan yoluyla tebligat yapılarak esas hakkında bir hüküm kurulmuş ise de davacının dava dilekçesinde yazılı adresinde ikamet ettiği anlaşılmakla, çıkarılan tebligatların ve ilanen tebliğin usulsüz olduğu tespit edildiğinden, davalının yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulmasının HMK’nın 27. maddesine aykırı olduğu-
Mahkemece, dava dilekçesinin, adrese kayıt sistemindeki adreslerine 7201 sayılı Tebligat Kanununu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğinin sağlanması, davalının elverişli adresinin tespit edilememesi halinde ise Tebligat Kanununun "İlanen tebligat" başlıklı 28. maddesine göre tebligat yapılarak taraf teşkilinin sağlanması gerekirken yasal olmayan gerekçeyle hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu, paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği- Mahkemece, davalı kooperatifin ticaret siciline yeniden kayıt edilmesi suretiyle tüzel kişiliğini kazanması amacıyla davacıya ihya davası açması için uygun bir süre verilmesi, açılacak ihya davasının sonunda kooperatifin ihyasına karar verilmesi halinde tüzel kişiliği yeniden tesis edilecek kooperatif hakkındaki işbu davaya devam olunarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davalı kooperatif adına usulüne aykırı şekilde Tebligat Kanununun 28. maddesine göre ilanen tebligat yapılmak suretiyle davaya katılımı sağlanmaksızın karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kamulaştırma işlemine tabi tutulan taşınmazla ilgili olarak, idare tarafından malikin adresinin tespiti amacıyla tapu memurluğu ve vergi dairesi müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, gelen müzekkere cevaplarına istinaden bildirilen adrese noter kanalı ile kamulaştırma evrakının gönderildiği, ancak tebligatın bila tebliğ iade edildiği, bunun üzerine belediye başkanlığı, muhtarlık ve jandarma komutanlığına adres araştırması için müzekkereler yazıldığı, ancak malikin adresinin tespit edilemediğinden ilanen tebligat yoluna gidildiği anlaşılmakla, her iki tarihte yayınlanın gazete ilanlarında parsel numarası, taşınmazın yüzölçümü, m2 fiyatı, istimlak bedeli kısımlarının dava konusu ... parsel sayılı taşınmazı işaret ettiği, ayrıca gazete ilanlarında malikin ismi farklı yazılmış ise de, ilanda ismin yanında “... oğlu” ibaresinin bulunduğu, dosya içerisinde mevcut mirasçılık belgesi kararında da malikin babasının isminin olduğu görülmekle bu haliyle gazetede yapılan ilanen tebligatların usulüne uygun olduğu- "Gazete ilanlarından birinde parsel numarasının okunaklı olmadığı, iki gazete ilanında da malikin tam adı ve soyadının yazılmadığı, davacılara ya da murislerine usulüne uygun yapılmış bir kamulaştırma tebligatından ve tamamlanmış bir kamulaştırmadan söz edilemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Tebligat Kanunu mad. 28/2'de belirtilen adresi meçhul olanların ancak gerçek kişi muhataplar olabileceği- Tüzel kişilerin adresi meçhul olamayacağından adres araştırması yapılamayacağı ve bu nedenle ticaret sicilinde kayıtlı adresi gerçekte var olmayan şirketin başka adresinin bulunup bulunmadığı araştırılmadan ilân yoluyla tebligat yapılabileceği- Kendisine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapılamayan borçlu tüzel kişi hakkında adres araştırması yapılması gerekmediğinden, satış ilânının borçlu şirkete Tebligat Kanunu’nun 28. maddesine göre ilânen tebliği usulüne uygun olduğu- "Ticaret sicilinde kayıtlı adreste 2 nolu binanın bulunup bulunmadığının belediyeden sorulması ve borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinin fiilen hangi adreste olduğu yönünde zabıta araştırması yapılması gerektiği" görüşü ile "borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi mevcut olmayan bir adres olduğundan Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacağı ancak öncesinde borçlu şirketin adresinin araştırılması gerektiği, yapılacak araştırma ile borçlu şirketin hangi adrese taşındığının, hâlen hangi adreste bulunduğunun tespit edilmesi imkânının olabileceği, icra dosyası kapsamındaki adres araştırmasının yeterli kabul edilerek doğrudan ilânen tebliğ yapılmasının mümkün olmadığı" şeklindeki görüşlerin HGK çoğunluğunca kabul edilmediği- İki adet taşınırın ihalesinin feshi talep edildiğinden, icra mahkemesince borçlu aleyhine iki adet taşınırın ihale bedellerinin yüzde onu oranında para cezası hükmedilmesi gerektiği-
Borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı "...Çankaya/Ankara" adresinin gerçekte var olmadığı- (...) Tüzel kişilerin adresi meçhul olamayacağından adres araştırması yapılamayacağı, bu nedenle ticaret sicilinde kayıtlı adresi gerçekte var olmayan şirketin başka adresinin bulunup bulunmadığı araştırılmadan Tebligat Kanununun 28. maddesi uyarınca ilan yoluyla tebligat yapılabileceği-
İlanen tebligat için tüzel kişilerin adresi meçhul olamayacağından adres araştırması yapılamayacağı-
Mahkemece yapılan araştırmada, davalılardan ...’in yurtdışında olduğu belirlendiği halde, davalının yurtdışı ikamet adresi usulüne uygun şekilde araştırılmaksızın davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligatın ilanen yapıldığının anlaşıldığı, bu durumda davalı ...’in adresinin meçhul olup olmadığı belirlenmeden doğrudan ilanen tebligat yapılmış olması nedeniyle yapılan tebligatın usulüne uygun olduğundan ve davada usulünce taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemeyeceği- Mahkemece yapılan keşif sonucunda elde edilen fen bilirkişi raporundaki krokinin ölçeksiz olup, koordinatlarının belirlenmediği ve hüküm vermeye yeterli olmadığı görüldüğünden, mahkemece, yerinde uzman bilirkişiler vasıtası ile keşif yapılarak infaza ve denetime elverişli rapor alınması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Tebligat adresinin yıkılmış olması durumunda Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinde düzenlenen ve şeklen uyulması zorunlu kurallardan olan “evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına asılması” şartının yerine getirilmesinin olanaklı olmadığı- Bu durumda, mahkemece, yıkılan yerin yeniden yapılıp aynı numarayı alıp almadığının belediyeden sorulması, yıkılan yer aynı numarayı almışsa buraya T.K.’nun 35. maddesine göre tebligat yapılması, eğer yıkılan yer yeniden yapılıp aynı numarayı almamışsa, davalının adresinin öncelikle resmî veya özel kurum ve dairelerden, bunlardan sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırılarak tespit edilmesi, yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde adres meçhul sayılacağından davalıya gerekçeli karar ve asıl ve birleşen davalar davacısı vekilinin temyiz dilekçesinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 28. maddesi uyarınca ilanen tebliğ edilerek yasal sürenin geçmesine müteakip dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesine-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor