Davacının takibe konulan asıl alacaktan takipten önce ve takip sırasında, ayrıca itirazdan dava tarihine kadarki ödemeleri mahsup ederek varsa ödenmeyen miktar için itirazın iptalini talep edebileceği-
İİK'nun 67. maddesi gereğince icra inkar tazminatına davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağ üzerinden hükmedileceği-
Kira ilişkisine dayalı menfi tespit davasında, davalı, takip konusu bononun teminat olarak verildiğini kabul ettiğine göre, davacının takip konusu bono miktarı kadar borçlu olduğunu ispatlamak zorunda olduğu, davacı-borçlunun teminat kapsamında olan borçları hesaplanarak karar verilmesi gerektiği- Kiraya verenin, kiracının ödemesi gereken elektrik ve su borcunu ödemesi halinde kiracıdan isteyebileceği- "Dava konusu alacağın % 15'i tutarında teminat karşılığında menfi tespit davası sonuçlanıncaya kadar icra dairesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine" dair tedbir kararı verilmiş ise de, bu kararın infaz edilmediğinden, tazminat talebinin reddine gerektiği-
9. HD. 18.06.2018 T. E: 2017/6744, K: 13131-
Davacı taraf karar kesinleşmeden kısmi dava ile istenen miktar dışında bakiye kısmını icra takibine konu ettiğini, bu durumda borca itiraz edildiğine göre kısmi davanın sonucunun beklenmesi gerekirken, yeniden prim alacağının hesaplanmasına gidilmesinin doğru olmadığı-
6100 sayılı HMK 200. maddeye göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekeceği, maddede belirtilen senetle ispatı gereken hususların diğer kesin delillerle de ispatının mümkün olduğu- Alacağın bankaya verilen talimatla ödenmiş olup olmadığı ve işlemiş faiz talebi alacağı bulunup bulunmadığı bakımından alacağın varlığı yargılamayı gerektirmekte olup likid bir alacak bulunduğundan söz edilemeyeceğinden davacı itirazında tümüyle haksız sayılamayacağından icra inkâr tazminatına hükmedilmesi koşulları bulunmadığı halde % 20 oranında tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Davacı tarafın karar kesinleşmeden kısmi dava ile istenen miktar dışında bakiye kısmını icra takibine konu ettiği, bu durumda borca itiraz edildiğine göre kısmi davanın sonucunun beklenmesi gerekirken yeniden prim alacağının hesaplanmasına gidilmesinin doğru olmadığı-
İtirazın iptali davasının görülme yeri adli yargı ise de, hukuki el atmaya ilişkin uyuşmazlığın esasının idari yargıda çözümlenmesinin yasal zorunluluk olduğu ve oradan alınacak ilamla alacaklının alacağına öncelikle kavuşabileceği- Davacının, kamulaştırmasız el koymadan kaynaklanan alacağa ilişkin ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası açmakta “hukuki yararı”nın bulunmadığı, bu hususun dava şartı olduğu ve mahkemece resen gözetilmesi (HMK'115/1 md.) gerektiği-25.08.2017 tarihinde yürürlüğe giren 694 s. KHK'nın 9. maddesi dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği-
Genel kredi sözleşmesinin tarihine, miktarına ve limitine ilişkin kısımların yazılmasında farklı türden kalem kullanılmasının, kefalet sözleşmesini geçersiz hale getirmeyeceği-
Davaya konu malın davalının işyerinde bulunması ve keşifteki davalı beyanında jeneratörün kuruluş işlemleri için davacı şirkette görüşme yaptığını belirtmesi, davacı şirketin dava konusu malın Türkiye genel satıcısı olması karşısında taraflar arasında mal teslimi hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığının kabulü gerektiği- Davacının ticari defterlerinde mal bedelinin 34.000.-TL’lık çekle ödendiğine dair kayıt mevcut olup davacının bu kaydın aksini yine yazılı delille ispatlaması gerektiği-