Şirketlerin kambiyo senedine dayalı olsa bile, bir mal satışından veya hizmet arzından doğmayan alacakları devralamayacakları ve ancak bir mal satışından ya da hizmet arzından doğan alacağın ifası için verilen kambiyo senetlerini, ciro ve teslim yolu ile devralabileceği- Senet borçlusunun söz konusu işleminden haberdar olduğu andan itibaren, müşterisine karşı ileri sürebileceği şahsî def’ileri, şirkete karşı da ileri sürebileceği- Tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceğinden tüketici, aldığı mal ayıplı çıkarsa veya mal hiç teslim edilmezse def’ileri senedi devralan üçüncü kişilere de ileri sürebileceği- Davalı şirketin bağımsız bölümü davacıya devretmediği gibi sözleşmenin de resmi şekilde yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğu anlaşıldığından davacı keşideci, malların kendisine teslim edilmediği ve senetler nedeniyle borçlu olmadığı yönündeki savunmasını temlik alan durumundaki şirkete karşı da ileri sürebileceği ve davacı tarafından davalı satıcı adına düzenlenen senetler nama yazılı düzenlenmediğinden, davacı satıcı ile olan temel ilişkiden kaynaklanan def'ileri senedi elinde bulunduran üçüncü kişi durumundaki davalı şirkete karşı da ileri sürebileceği-
Yaz okulu ücretinin iadesinin gerekip gerekmediği, aynı derslerin ücretsiz olarak bir sonraki dönem alttan alınması mümkünken ücretli olarak yaz okulu uygulaması ile bedel tahsil edilmesinin haksız şart teşkil edip etmediği- Davalı üniversitenin mevzuat hükümleri çerçevesinde yaz okulu eğitimi sunduğu ve davacının kendi iradesiyle aldığı hizmeti bedelini ödemesi gerektiği, bu uygulama dönemin yasal düzenlemelerine uygun olup taraflar arasındaki uyuşmazlıkta uygulama yeri bulmayan haksız şarta ilişkin tüketici hukuku düzenlemeleri çerçevesinde ve yanılgılı değerlendirmeyle davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-
Dava konusu aracın minibüs niteliği ile trafikte kayıtlı olduğu, aracın ticari amaçla alındığının sabit bulunmasına göre; kullanılamadığı süre, yöresel adetler, yöredeki aracın makul kazanç miktarı belirlenerek, kâr kaybına hükmedilmesi, kâr kaybının bu şekilde tespit edilememesi durumunda TBK. m.50 hükmü gereğince kâr kaybına hükmedilmesinin gerektiği-
Aracın yağ tüketiminde bir problem olduğuna ilişkin herhangi bir tespitin eğitimli ve donanımlı yetkili servis personelince fark edilmediği/ ya da servis iş emirlerine söz konusu durumun yansıtılmadığı/tüketicinin konu hakkında bilgilendirilmediğinin ortada olduğundan araçtaki problemin imalattan kaynaklı gizli ayıp niteliğinde olduğu- Araçta imalattan kaynaklı bir ayıp olduğu, ayıptan davalı şirketlerin sorumlu olması gerektiği, söz konusu ayıbın niteliği, araçtaki ayıbın ancak aracın motorunun yenisi ile değiştirilmesi yolu ile giderilebileceği ve arızanın sürücü güvenliği yönünden önemi dikkate alındığında, davacının aracın misli ile değişimi yönünde seçimlik hakkına öncelik verilerek aracın ayıpsız misli ile değişimi ve kaza sebebiyle araçta oluşan değer kaybının da davalı şirketlere iade edilmesi gerektiği-
Malın ayıplı olmasından kaynaklanan, malın satıcıya teslimi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin somut uyuşmazlıkta, davacının davalıdan satın aldığı aracın, 2 yıllık garanti süresi içerisinde 2 kez arızalandığı; 02.02.2017 tarihinde ortaya çıkan arızanın kesin olarak 13.04.2017 tarihinde giderilerek azami tamir süresinin aşıldığı anlaşılmakla, 6502 Sayılı Kanun'un 56/3.maddesi gereği "tüketici bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen seçimlik haklarından onarım hakkını kullanmışsa, malın garanti süresi içinde tekrar arızalanması veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hâllerinde 11 inci maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabileceği" ifadesiyle, tüketici davacının aynı Kanunun 11.maddesinde yer alan seçimlik haklarını kullanabileceği-
Bağımsız bölümün geç teslimi- Eksik ve ayıplı işler- Kira kaybı-
Ayıplı araç satışı nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemi- Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olmasının ise davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmış olduğu-
Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı konutta oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir...
Mülkiyeti siteye ait olmayan arazi üzerine inşa edilerek kamu kullanımına açık şekilde teslim edilen yeşil alan, otopark ve sosyal alanlar yönünden davacının iddiasının açık ayıp niteliğinde mi yoksa ihbara ilişkin hak düşürücü süreye tabi olmaksızın genel zamanaşımı süresi içerisinde ileri sürülebilecek bir eksik ifa niteliğinde mi olduğu, bunun yanı sıra hükme esas alınan bilirkişi raporunda eksik ifa nitelendirmesi içerisinde hesaplama yapılan çatı yeşillendirmesi ile güneş kolektörlerinin yapılmamasından doğan değer azalması yönünden yapılan incelemenin yeterli olup olmadığı-
Davalı alacaklının takibe konu senetleri ciro yolu ile edinen yasal hamil olduğu, davalı alacaklının davacı ile ... Yapı İnş. arasındaki ilişkiyi bilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği- Özellikle dava konusu bonoların 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4/5 maddesinin yürürlüğe girmesinden önce düzenlenmiş olmasına göre davacının temyiz itirazlarının yerinde olmadığı-