İİK'nun 133. maddesi gereğince işlem yapılmış olmasının veya bir başka ihale yapılmış olmasının, aynı Kanunun 134. maddesine göre yargılama yapılmasını engellemeyeceği, alıcının İİK'nun 133. maddesi hükmüne göre sorumlu olmasının, farklı kuralları ve hukuki sonuçları içeren aynı Kanunun 134. maddesine dayanılarak açılan fesih davasının incelenmesine mani teşkil etmeyeceği gibi, kesin hüküm de oluşturmayacağı, İİK'nun 134 ve 133. maddelerine dayanan fesihlerin ayrı ayrı sebeplere bağlı olup, farklı hukuki sonuçlar doğuracağı- Tebligat yapılan şahsın aynı isimde tapu sicilindeki diğer ilgili olması halinde; şikayetçinin satışı daha evvel öğrendiği ispat edilemediğinden, taşınmazın imar durumunda ve yüzölçümünde bir değişiklik olup olmadığının araştırılarak, ihalede esas alınan imar durumu ile değişen hali arasında şikayetçi lehine bir miktar artışının olması ve artışa göre ihale bedelinin, ihale konusu hisseye düşen muhammen bedelin yüzde yüzünü aşmaması halinde zarar oluşacağından, yeniden kıymet takdiri yapılmasının gerektiği, ihalenin feshine karar verileceği-
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı-
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmemiş olduğunun kabul edilmesi gerekeceği- Şikayetçinin dosya kapsamına göre bilinen iki ayrı adresi bulunduğu halde, bilinen bu adreslere tebligat çıkarılmadan; mernis adresinin bilinen son adres olarak kabulü ile bu adrese tebligat gönderilmesi doğru olmadığı gibi, şikayete konu satış ilanı tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının kendiliğinden satış ilanı tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapmasının yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu, bu nedenle, sözü edilen tebligatın usulüne uygun yapıldığını söyleyebilme olanağının olmadığı-
Satış ilanının “adresin kapalı olması sebebi en yakın komşusu ...'a soruldu muhatabın geçici olarak çarşıya gittiği komşusu ...'nun imzasız sözlü beyanından anlaşılması üzerine tebliğ zarfı aza ...'ya teslim edilmiş olup.....2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılarak en yakın komşusuna haber verildi komşusu imzadan imtina etti” şerhi ile tebliğ edildiği, buna göre yapılan tebliğ işlemi, bu hali ile 7201 s. Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi ile Yönetmeliğin 30. maddesi hükümlerine uygun yapılmış olup , borçluya yapılan satış ilanı tebliğ işleminim usulüne uygun olduğu ve bu nedenle ihalenin feshi isteminin reddi gerekeceği-
Borçlulara yapılan satış ilanı tebliğine ilişkin tebliğ belgelerinin incelenmesinde; aynen "Adresin kapalı olma sebebi en yakın komşusuna soruldu çarşıda demesi üzerine tebliğ imkansızlığı sebebiyle tebliğ evrakı mahalle muhtarına teslim edildi ve 2 nolu haber formülü düzenlenerek muhatabın kapısına yapıştırıldı ayrıca komşusu M.E. haberdar edildi ve imzadan da imtina etmiştir. 14.02.2014" şeklinde üç tebligatta da aynı açıklamaya yer verildiği, tebligatlarda muhatabın çarşıya gittiğini beyan eden komşu ismi alınmadan tebliğ işlemi yapıldığından, yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca tebligatların usulsüz olduğunun kabulünün gerekeceği-
İİK’nun 127. maddesi gereğince satış ilanının bir suretinin borçluya tebliği gerekeceği-
Tebligat işlemi sırasında muhatabın ilçe dışında olduğu belirlendiğine göre, bu durum adresten geçici ayrılma şeklinde olmadığından, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebligat yapılamayacağı, bir diğer anlatımla borçlunun tevziat saatinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği saptanıp tevsik edilmediğinden, tebliğ işleminin, 7201 Sayılı Kanunun 21. maddesi ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesi hükümlerine uygun yapılmamış olmakla usulsüz olduğu-
Borçlunun, vekili aracılığıyla kıymet takdiri raporuna itiraz ettiği ve anılan kararının takip dosyası arasında bulunduğu, bu durumda, Tebligat Kanunu hükümleri gereğince, satış ilanının, kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliğinin gerekeceği, takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, kıymet takdirine itiraz hakkındaki kararın dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı, emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatının yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağı, şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının da sonuca etkili olmadığı-
Borçlu adına çıkartılan kıymet takdiri raporu ile satış ilanı tebligatlarının incelenmesinde; borçlunun işyeri adresine çıkartıldığı ve aynı adreste çalışan “S.Ş. imzasına” tebliğ edildiğinin görüldüğü, tebliğ işlemleri bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre yapılmış ise de; tebliğ anında muhatabın orada bulunmadığı hususu tespit edilmeden doğrudan çalışana yapılmış olduğundan bu tebligatların, anılan madde hükmüne aykırı olmakla usulsüz olduğu-
Tebligatta haber verilen apartman görevlisinin ismi alınmadan tebliğ işlemi yapıldığından, yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca tebligatın usulsüz olduğunun kabulünün gerekeceği-