Bölge Adliye Mahkemesinin belirtilen kararı ile geri çevirme kararından sonra gerekçeli kararın vasiye tebliğ edildiği, vasi tarafından istinaf yoluna başvurulmadığı ve şikayet eden avukata yeni bir vekaletname verilmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK'nın 352/1-ç maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu olarak belirtilen şirketin tüzel kişiliği olmadığı, sicilden terkin edilen şirkete karşı borçlu sıfatıyla takip yapılamayacağından takibin iptali ile birleşen dosya ile borçlu olarak gösterilen şirketin senette kaşesinin bulunmadığı, diğer borçlu ............'un şirket yetkilisi olmadığı, şirket adına imza atma yetkisi bulunmadığından imzaya ve borca itirazına ilişkin olduğu anlaşılmış olup, davacı borçlu şirketin ............. tarihinde re'sen terkin edildiği görülmekle ilk derece mahkemesinin gerekçesinin yerinde olduğu, ticaret sicilinden terkin edilen borçlu şirket hakkında takipte taraf olarak gösterilmek suretiyle icra takibine başlanması ve takip işlemlerine devam edilmesi durumunda yapılan işlemler hukuken geçersiz ve yok hükmünde olacağı göz önünde bulundurularak takibin davacı borçlu şirket yönünden iptaline karar verilmesinin, birleşen dava yönünden ise imzaya ve borca itiraz davasının, asıl davada takip iptal edilmiş olduğundan konusu kalmamakta olup ve bu dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmiş olmasının hukuka uygun olduğu-
Tebligatta muhatabın çarşıda olduğunu bildiren komşunun ad ve soyadı alınmadan ve haber verilen komşunun ad ve soyadı belirtilmeden yapılan tebligatın bu hali ile 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmadığından usulsüz olduğu- Dosyanın cevap dilekçesi ekinde borçlu murisin bizzat verdiği vekaletnamesinin bulunduğu oysa borçlu murisin ........... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile kısıtlandığı, TBK'nun 513.maddesi uyarınca vekalet ilişkisinin kısıtlanma ile sona erdiği anlaşıldığından, ............... vekili sıfatıyla Av. ..............'na yapılan satış ilanı tebliğinin, yetkisiz vekile tebliğ edildiğinin anlaşıldığı- Şikayet eden borçlunun vasisine satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Mahkemece, öncelikle yargılama sırasında vefat eden davalının mirasçılık belgesi getirtilerek, mirasçılarına usulüne uygun tebligat yapılıp, mirası reddetmeyen mirasçılarının mecburi dava arkadaşı olarak yöntemince davaya katılımı sağlanmak, mirasçılar davayı birlikte takip etmekten kaçınırlarsa terekeye temsilci tayin ettirmek suretiyle, taraf teşkili sağlandıktan sonra, hasıl olacak sonuca göre esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken; taraf teşkili sağlanmaksızın, yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacının iflas etmiş olması sebebi ile mahkemece, bir ara kararı ile davanın ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonraki bir tarihe kadar durmasına karar verilmesinin gerekip gerekmediği, ayrıca TBK'nun 513 hükümleri gereğince iflasın açılması ile vekilin temsil ve vekalet görevi sona ermiş olması karşısında mahkemece iflas idaresinin usulüne uygun tebligatla davadan haberdar edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi için kararın bozulması gerektiği-
Dosyanın incelenmesinde davalılardan ...............’nun yargılama sırasında vefat ettiği, mahkemece verilen ilk kararın Yargıtay ............. Hukuk Dairesince bozulması üzerine Yargıtay bozma ilamının, duruşma günü ve gerekçeli kararın anılan davalının ölümü ile vekalet görevi sona eren yargılama sırasındaki vekiline tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, şu durumda, mahkemece davalılardan ..................’nun mirasçılarının usule uygun şekilde davadan haberdar edilmeleri ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması gerekirken, ilgili usul hükümleri dikkate alınmadan hüküm kurulmasının usul ve yasaya uygun olmadığı-
Davacıların murisine 5510 s. K. mad. 102/1-b (mülga 506 s K. mad.140/1-a) uyarınca verilen idarî para cezası yönünden, "ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesinin" uygulanması gerektiği- Hukuka aykırı eylemi nedeniyle idarî yaptırıma tâbi tutulan murisin ölümüyle idarî para cezasının tahsil kabiliyeti ortadan kalktığından, cezanın mirasçılara geçen borç olarak kabul edilmesi ve bunun sonucu olarak da davacı mirasçılar hakkında takip yapılmasının mümkün olmadığı-
Murisin anılan dava konusu takip dosyalarının alacaklısı olduğu, bu durumda İİK'nun 134. maddesinde belirlenen "tapudaki ilgili" sıfatı bulunduğundan ihalenin feshini istemeye hakkı olduğunun ve aynı Kanun'un 127. maddesi gereğince, satış ilanının bir suretinin tebliği gereken alakadarlardan olduğunun kabulü gerekeceği- Dosya alacaklısı murisin talimatın gönderilmesinden sonra ölmesine rağmen satış ilanının dosya alacaklısının vekiline tebliğ edildiğinin görüldüğü, takip alacaklısının satış kararının verildiği tarihten önce vefatı nedeniyle vekil ile olan vekalet sözleşmesi kendiliğinden sona erdiğinden, haciz alacaklısı şikayetçi üçüncü kişilere satış ilanı tebliğ edilmediği için ilk derece mahkemesinin şikayetin kabulü ile ihalenin feshine yönelik kararının yerinde olduğu-
Trafik kazasında ölüm ve yaralanma nedeniyle manevi tazminat istemi-
Davacı şirketin iflasına dair verilen karar kesinleştiğinden, tasarrufun iptali davasında bakan mahkemece, bir ara kararı ile davanın ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonraki bir tarihe kadar durmasına karar verilmesinin gerekip gerekmediği, ayrıca iflasın açılması ile vekilin temsil ve vekalet görevi sona ermiş olması karşısında, iflas idaresinin usulüne uygun tebligatla davadan haberdar edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra ve davaya devam edip etmeyeceği netleştirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor