Temyiz kesinlik sınırının belirlenmesinde para cezasının göz önünde bulundurulmayacağı- Taşınmazın muhammen değeri ve ihale bedeli direnme karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddi gerektiği-
Site ortak giderinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin davada, temyize konu olan esas konunun takas def'in de alacakların aynı nitelikte olması hususundan ne anlaşılması gerektiği, Borçlar Kanunu'nun ilgili maddesinde yer alan “...miktar para veya özdeş diğer edimleri...” ifadesinin, takasın diğer şartı olan karşılıklı alacakların aynı cinsten olma şartını ortaya koyduğu, edimlerin konularının aynı cinsten olmasından, “borçlanılan edimlerin ifada birbirlerinin yerine geçebilecek nitelikte olması” yargısının anlaşılması gerektiği, mahkemece, karşılıklı edimlerin bir miktar para olduğu gözetilmeksizin sadece aynı hukuki nedene bağlı alacakların takas def'ine konu edilebileceği yanılgısı ile yapılan yargılamada davalının takas def'inin değerlendirilmemesi bu nedenle doğru görülmediği-
İş sözleşmesini haklı nedenle fesheden tarafın ihbar tazminatı isteminin kabulüne ilişkin davada, haklı fesih nedenine rağmen işçi ya da işverenin, kanunun ilgili maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içinde fesih yoluna gitmemeleri halinde sonraki fesihlerde karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğünün doğduğu, ihbar tazminatı iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olduğu için, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmayacağı, işçinin emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi nedenlerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkının bulunmadığı, anılan fesihlerde işverenin de ihbar tazminatı talep edemeyeceği-
Korunma kararının kaldırılmasına yönelik davanın hakkında korunma kararı alınmış olan kişi küçük ise yasal temsilcisine, ergin ise korunma altına alınan kişiye yöneltilmesinin gerektiği- Korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevinin çocuk mahkemelerinin kapsamına alındığı; çocuk mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde aile ya da asliye hukuk mahkemelerinin görevli olacağı-
Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından, adli yardım talebinin kabulü gerektiği- Korunma kararının kaldırılmasına yönelik davanın hakkında korunma kararı alınmış olan çocuğa, çocuk ergin değilse yasal temsilcisine (veli veya vasisine) yöneltilmesi gerektiği-
Davalının Covid-19 pandemisi nedeniyle uçuşların tehlikeli hale geldiği iddiasıyla bilet ücretlerinin iadesi için Maltepe İlçe Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı’na yaptığı başvuru, uyuşmazlığın çözümünün asliye ticaret mahkemelerinin görev alanında kaldığı gerekçesiyle tüketici hakem heyeti kararının görev yönünden iptaline karar verildiği ve hükmün kesin olduğunun anlaşıldığı, Adalet Bakanlığınca, davalının ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket ederek aldığı biletlerin iadesine ilişkin olduğu anlaşılan uyuşmazlığın kanun yararına temyiz isteminde bulunulduğu, tüketici hakem heyeti kararının görev yönünden iptaline karar verilmesinin doğru görülmediği ve kanun yararına bozulması gerektiği-
Arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olmasının davanın usulden reddini gerektirdiği- Davacı tarafından verilen görevsizlik kararı kesinleşmeden arabulucuya başvurulduğu ve son tutanağın bir örneğinin görevli asliye ticaret mahkemesinde davanın açıldığı tarihten önce dosyaya sunulduğu anlaşılmakla, dosyaya sunulu bu tutanağın ilk dava açılmasından önce sunulması gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan reddine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu-
Nafaka yükümlülüklerine uyulmaması sebebi ile davacı erkek hakkında şikayetçi olan davalı kadının bu eylemleri yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının açılmasına sebebiyet verdiğinden, davalı kadın aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği (HMK 312/2)-
Davacı şirkete söz konusu idari para cezası içerikli ödeme emri tebliğ edilmemiş ise de, bu idari para cezasının davacı şirket adına kesildiği belirgin olduğundan, mahkemece söz konusu talebin menfi tespit istemli olduğu gözetilerek, gerekli araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Korunma kararının kaldırılmasına yönelik davanın hakkında korunma kararı alınmış olan kişi küçük ise yasal temsilcisine, ergin ise korunma altına alınan kişiye yöneltilmesinin gerektiği- Korunmaya muhtaç çocuklar hakkında korunma kararı alma ve koşullarının varlığı halinde bu kararı kaldırma görevinin çocuk mahkemelerinin kapsamına alındığı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor