Davacı vekilince "3.000,00TL" manevi tazminatın tahsili talep edilmiş, Özel Dairece davanın esastan reddine karar verilmiş ve reddedilen 3.000,00TL manevi tazminat yönünden davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuş olduğundan, dava değeri karar tarihi itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 25.000,00 TL’nin altında kaldığı anlaşıldığından, anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulmasının miktar itibariyle mümkün bulunmadığı-
Dosya içeriğine göre temyize konu edilen miktar 375,48 TL. olup, karar tarihi itibariyle 2.590,00 TL kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalının temyiz isteminin HUMK'un 427/2, 432/4 maddeleri, uyarınca reddine karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar yönünden temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirleneceği, temyize konu edilen miktarlar, asıl ve birleşen davada her bir davacı için temyiz kesinlik sınırının altında kaldığından, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerektiği- Temyiz yoluna başvuranın temyiz talebi Yargıtay tarafından esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile başvuranın temyiz talebi de reddedileceğinden, asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verildiğine göre, katılma yolu ile kararı temyiz eden davalı vekilinin de temyiz dilekçesinin reddine karar verildiği-
Temyize esas harç (nisbi karar ve ilam harcının 1/4'ü) alınmadan (maktu harç alınarak) dosyanın temyiz incelemesi için gönderilmesi halinde, HUMK. mad. 434. (HMK. mad. 366 yollamasıyla 344.) gözetilerek, temyiz eden davalılar ve dahili davalıdan temyiz harcının tamamının tahsil edilmesi gerektiği- Dava konusu taşınmazların tüm tedavülleri, ilk tesis tarihinden itibaren tüm maliklerini ve el değiştirmelerini gösterir tapu kayıtlarının ve dayanağı tüm belgelerin (tapulama tutanağı, tescil istem belgesi vb) bütün geldi ve gittileri ile birlikte (birbirini takip edecek, denetlenecek ve tamamının okunaklı olmasına dikkat edilecek şekilde), ilgili tapu müdürlüğünden istemesi gerektiği-
Davanın tümden kabul veya tümden reddedildiği hallerde, reddedilen bir talebi bulunmadığından davacının veya davacı yararına kurulan bir hüküm bulunmadığından davalının kararı temyizde ilke olarak hukuki yararı bulunmadığı kabul edilmekte ise de tarafların kararın gerekçesini temyiz etme hakları bulunduğu-
Katılma yoluyla temyiz asıl temyiz hakkıyla sıkı sıkıya bağlı ise de, diğer tarafın temyiz dilekçesinin normal temyiz süresi içerisinde kendisi yönünden temyizi kabil bir karara karşı verilmiş olması koşulu ile temyiz dilekçesinin tebliği ile katılma yoluyla temyiz hakkı doğacağından, diğer tarafın sonradan asıl temyiz isteminden vazgeçmesi veya eksik harç ve masrafları yatırması suretiyle temyiz etmemiş sayılması katılma yoluyla temyiz etme hakkını ortana kaldırmayacağı- Menfi tespit davasında, kötüniyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmeksizin ve gerekçesi de açıklanmaksızın davanın mahiyeti ve hakkaniyet ilkesi gereği davacı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- 
Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünde kiralananın apartman giderlerinin kiracıya ait olduğunun belirlendiği ve kiracıya üç ay önceden tek yanlı fesih ihbarla kira sözleşmesini sona erdirme hakkı tanındığı, bu itibarla tarafların yeniden kiraya verme süresini üç ay ile sınırlandırdığının kabulü gerektiğinden, tahliye tarihinden itibaren üç aylık makul süre içerisinde davalı kiracının aidat bedelinden de sorumlu olduğu-
Tasarrufun iptali davalarında, temyiz süresinin 15 günlük yasal süreye tabi olduğu (HUMK. mad. 432)-
İhtiyati haciz talep eden alacaklının süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddine karar verileceği-
HUMK`nun 432/4.maddesi uyarınca süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince Yargıtay tarafından da karar verilebileceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor