Davalılar vekili muhtıraya konu nispi temyiz harcını öngörülen kesin süre içerisinde yatırmamış olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince bu yön belirlenmek suretiyle verilen 'temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına' ilişkin kararda isabetsizliğin bulunmadığı-
Mahkemenin, hâkim tarafından verilmiş; usulüne uygun bir karar ve tebligat bulunmadığından; hakim imzasından yoksun bildirimin hukuken geçerli kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi; usule aykırı ve geçersiz bu belgenin hak kaybına yol açacak şekilde sonuç doğurmasının da kabul edilemeyeceği-
Asıl ve karşı davaların yargılamaları birlikte yürütülmekte olup, her dava bağımsız karakterini koruduğundan temyiz sınırının da buna göre belirleneceği- İade faturalarının davaya konu ayıplı ürünlere ilişkin olduğuna dair karşı davacının bir beyanı bulunmadığından ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin başlangıç tarihi düzenlenen faturalardan anlaşıldığından, davaya konu ürünler için iade faturalarının sadece karşı davacı tarafından dayanılıp sunulan faturalar olduğunun nazara alınması gerektiği-
Kararda herhangi bir kanun yolu merci ve süresi belirtilmeyen hallerde, süresiz başvuru hakkının bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği- 
Davacı temyiz dilekçesinde eksik hükmedildiği belirtilen USD’nin (dava tarihindeki TCMB efektif satış kur üzerinden) karşılığının TL temyiz sınırı altında kaldığı-
Temyiz dilekçesinin kaydedildiği tarihte de temyiz yoluna başvurulmuş sayılacağı- Dayanak ilam katılma alacağından kaynaklandığından, yani meskeniyet şikayetine konu taşınmazın alımından kaynaklandığından, borçlunun haczedilmezlik iddiasında bulunamayacağı (İİK.82/1-12)-
Asıl ve birleşen davaya ilişkin verilen direnme kararına karşı temyiz isteyen davalı-birleşen davada davacının kendisinin ya da işlemlerinin harçtan istisna ve muafiyetinin bulunmadığı belirgin olduğuna göre; asıl davaya ilişkin temyiz isteminin incelenmesi için asıl davada hüküm altına alınan miktarlar dikkate alınarak hesaplanacak nispi karar harcının dörtte biri oranında nispi temyiz ilam harcının davalı-birleşen davada davacıdan tahsilinin gerekeceği-
Kamu düzeninin gerektirdiği haller dışında istinaf dilekçesinde ileri sürülmeyen bir hususun Bölge Adliye Mahkemesince inceleme konusu yapılamayacağı- Sendikal tazminatın hangi ücret üzerinden hesaplanacağı hususunun kamu düzenine ilişkin olmadığı gibi, bu tazminatın hesabına esas ücretin belirlenmesi kanunun açık hükmüne aykırılık teşkil etmediğinden bozma sebebi olarak re'sen nazara alınamayacağı- Yargıtay'ın temyiz sebepleri ile bağlı olmaksızın kanunun açık hükmüne aykırılık hallerini inceleyebileceği öngörülmüşse de, istinaf incelemesinde ileri sürülmediği için istinaf dairesince incelenmeyen bir konunun temyizde ileri sürülmesi durumunda Yargıtay'ın bu temyiz sebebini incelemesinin mümküm olmadığı-
Somut durumda uygulanma yeri bulunmayan adli yargı mahkemeleri arasında göreve ilişkin HMK'nın 20. maddesi kıyasen uygulanarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı, farklı yargı kolları arasında dosyanın gönderilmesi usulü söz konusu olmadığından usul ve yasaya uygun olmayan ek kararın HUMK’nun 432/son maddesi (HMK.'nın 366. maddesi) uyarınca ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekeceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • kayıt gösteriliyor