Temyiz dilekçesinin kaydedildiği tarihte de temyiz yoluna başvurulmuş sayılacağı- Dayanak ilam katılma alacağından kaynaklandığından, yani meskeniyet şikayetine konu taşınmazın alımından kaynaklandığından, borçlunun haczedilmezlik iddiasında bulunamayacağı (İİK.82/1-12)-
Asıl ve birleşen davaya ilişkin verilen direnme kararına karşı temyiz isteyen davalı-birleşen davada davacının kendisinin ya da işlemlerinin harçtan istisna ve muafiyetinin bulunmadığı belirgin olduğuna göre; asıl davaya ilişkin temyiz isteminin incelenmesi için asıl davada hüküm altına alınan miktarlar dikkate alınarak hesaplanacak nispi karar harcının dörtte biri oranında nispi temyiz ilam harcının davalı-birleşen davada davacıdan tahsilinin gerekeceği-
Kamu düzeninin gerektirdiği haller dışında istinaf dilekçesinde ileri sürülmeyen bir hususun Bölge Adliye Mahkemesince inceleme konusu yapılamayacağı- Sendikal tazminatın hangi ücret üzerinden hesaplanacağı hususunun kamu düzenine ilişkin olmadığı gibi, bu tazminatın hesabına esas ücretin belirlenmesi kanunun açık hükmüne aykırılık teşkil etmediğinden bozma sebebi olarak re'sen nazara alınamayacağı- Yargıtay'ın temyiz sebepleri ile bağlı olmaksızın kanunun açık hükmüne aykırılık hallerini inceleyebileceği öngörülmüşse de, istinaf incelemesinde ileri sürülmediği için istinaf dairesince incelenmeyen bir konunun temyizde ileri sürülmesi durumunda Yargıtay'ın bu temyiz sebebini incelemesinin mümküm olmadığı-
Somut durumda uygulanma yeri bulunmayan adli yargı mahkemeleri arasında göreve ilişkin HMK'nın 20. maddesi kıyasen uygulanarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı, farklı yargı kolları arasında dosyanın gönderilmesi usulü söz konusu olmadığından usul ve yasaya uygun olmayan ek kararın HUMK’nun 432/son maddesi (HMK.'nın 366. maddesi) uyarınca ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekeceği-
Temyiz dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa; kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesinin, temyiz dilekçesinin reddine karar verip, HMK'nun 344. maddesine göre; yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ edeceği, temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmişse de; 01.06.1990 tarih 1989/3 Esas, 1990/4 sayılı İBK gereğince, dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından da temyiz talebinin reddine karar verilebileceği, ayrıca; bu İBK, HUMK hükümleri nedeniyle verilmiş olsa da; HMK’daki benzer düzenlemeler de aynı yorum ve sonucu doğurduğu için HMK hükümlerine göre temyiz yönünden de uygulanması gerektiği-
COVİD-19 salgını sebebiyle 7226 Sayılı kanun geçici 1. madde ve 29/04/2020 tarih , 2480 Sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile tüm adli süreler 13/03/2020 tarihinden itibaren 15/06/2020 tarihine kadar durdurulduğundan davalı vekilinin 20/03/2020 tarihli temyiz talebinin süresinde olduğunun kabulüyle bölge adliye mahkemesinin 23/03/2020 tarihli ek kararının bozularak kaldırılmasına karar vermek gerektiği-
COVİD-19 salgını sebebiyle ve Cumhurbaşkanı kararı ile tüm adli süreler durdurulduğundan davalı vekilinin temyiz talebinin süresinde olduğunun kabulü ile, bölge adliye mahkemesinin kararının bozularak kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği- Anlaşmalı boşanmaya karar verilirken, protokolün (anlaşma) tasdiki hükmü yanında, protokol hükümlerinin de hüküm fıkrasına geçirilmesi gerektiği-
İstinaf mahkemesinin kararlarının, kesin olup olmadığını değerlendirme görevinin ilk derece mahkemesine değil, istinaf mahkemesine ait olduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor