Davacı-borçlunun, 'davalı-alacaklı tarafından hakkında, 05.09.2009 vade tarihli çeke dayanarak, kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile icra takibi yapıldığı, bu çek hakkında tedbir kararı bulunduğu, ayrıca çekin bankaya 04.09.2009 tarihinde ibraz edilmesinin, 5838 s. K.’nun 18. maddesine aykırı olduğu, 05.09.2009 olan vade tarihinin hafta sonu tatiline gelmesi nedeniyle çekin 07.09.2009 tarihinde bankaya ibraz edilmesi gerektiği, bu tarihte de çek bedelinin bankadaki hesapta bulunduğu dolayısı ile takibin iptaline karar verilmesi gerektiği' yönündeki talebinin şikayet niteliğinde olduğu (İİK. mad. 170/a) ve şikayet isteminde de İİK. mad. 169/a-6'da yer verilen icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği-
İflas isteyen alacaklının ilk alacaklılar toplantısına kadar olan masraflardan sorumlu olduğu, mahkemenin, bu masraflar ile iflas kararının kanun yolları için gerekli bütün tebliğ masraflarının peşin verilmesini isteyeceği-
İcra mahkemesinin borçlunun yaşlılık aylığı üzerine haksız olarak konulan haczin kaldırılması ile birlikte borçlunun yaşlılık aylığından şikayet tarihinden önce yapılan kesintilerin iadesine karar veremeyeceği, kesintilerin iadesi yönünden borçlunun genel mahkemede istirdat davası açması gerektiği-
Ödeme emrine itiraz ederken zamanaşımı def’ini ileri sürmüş olan borçlunun itirazın iptali davasında bu def’iyi tekrar ileri sürmesi gerekmediği, mahkemece kendiliğinden üzerinde durulacak ve araştırılacak bir konuda davalıya icra takibi sırasında belirttiği zamanaşımı def’ini mahkemede de ileri sürmesi zorunluluğunun yüklenemeyeceği-
Takibin iptali istemine ilişkin davada, borçluların "senedin tüketici senedi olarak verilmesi nedeni ile nama yazılı düzenlenmesi gerektiği" iddiasının takip alacaklısına karşı ileri süremeyeceği ve keşidecinin bu durumu sonradan iyiniyetli hamile karşı da ileri sürmesinin mümkün olmayacağı-
Borcun aslına itiraz edilmemiş olduğundan, asıl alacak yönünden takip kesinleşmiş ise de borçlunun işlemiş faize yönelik itirazının kaldırılabilmesi için talep tarihinden daha önce temerrüde düşürüldüğünün İİK'nun 68.maddesinde sayılan nitelikte belgelerden birisi ile ispatlanmasının zorunlu olduğu-
Borçlunun ana para alacağını kabul edip, temerrüde düşürülmediği gerekçesi ile takip tarihinden önce işleyen faize ve alacağın bu kısmı için istenen icra vekalet ücretine itiraz ettiği, alacaklının ise, borçluyu takip tarihinden daha önce temerrüde düşürdüğünü İİK.nun 68.maddesinde yazılı nitelikte bir belge ile ispatlayamadığından takip tarihinden öncesine ilişkin işlemiş faiz talep edemeyeceği, mahkemece itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verileceği-
İtirazın iptali davasında takip tarihinden sonra davalı yanca tek taraflı olarak düzenlenen ciro prim faturasının borçlu lehine davacı alacağından düşülemeyeceği-
Borcun aslına itiraz edilmemekle hukuki ilişki kabul edilmişse de borçlunun faize ve fer'ilerine itirazına dayanak gösterdiği belgenin İİK.'nun 68. maddesinde sayılan belgelerden olmadığı, itirazın kaldırılması istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalının, takip konusu ödemeyi dava konusu aylara ilişkin olarak yaptığını söylediği, borçlunun makbuzda hangi borca ilişkin ödemenin bulunduğunu açıklayamadığı durumlarda tercih hakkının alacaklıya geçeceği; bu nedenle öncelikle mahkemece davacı alacaklılara söz konusu ödemenin hangi ay ve yıla ilişkin olduğunun açıklatılacağı, bundan sonra davalı borçlunun İİK.nun 269/c maddesi anlamında bir ödeme belgesi sunup sunamayacağının sorulacağı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-