Mahkeme kararıyla el konulan tekne saklanması için kendisine teslim edilen şikayetçi yedieminle Adalet Bakanlığı arasında genel anlamda saklama sözleşmesinin kurulduğu- Ücret ödenmesi konusunda sorumluluğun Adalet Bakanlığı veya tekne malikinde olup olmadığının işletenin hapis hakkına başvurması açısından sonuç doğurmayacağı- Sunulan saklama hizmeti nedeniyle borç ödenmediği takdirde TBK 580 uyarınca işletenin alacağını almak için hapis hakkının bulunduğu ve alacağını teknenin paraya çevrilmesi yolu ile alabileceği- TBK’da hapis hakkının bahsi geçen sözleşme açısından kullanılması yönünden taşıt maliki ile borçlunun aynı kişiler olması gerektiği yönünde bir düzenlemenin bulunmadığı-
İİK'nun 145,150/h, 153/a maddeleri uyarınca alacaklının rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıp, haciz konulma tarihinde borçlu dışında başkası adına kayıtlı olsa da gemiye haciz koydurma imkanı bulunmakta ise de, alacaklının ilamlı icra takibi yapması nedeni ile seçilen takip türüne göre haciz tarihinde 3. şahıs şirket adına kayıtlı gemiye haciz konulmasına yasal olanak bulunmaması nedeni ile mahkemece şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Kanuni rehin hakkı sağlayan “gemi alacağı”nın olması için TTK.nun 1320. maddesinde belirtilen alacak kalemlerinin, “geminin malikine, kiracısına, yöneticisine veya işletenine karşı doğması” gerekmekte olup, takipte asıl borçlu olarak gösterilen acentenin bu sıfatlardan hangisini haiz olduğunun varsa belgeleriyle birlikte gösterilmesi gerektiği- Gemi alacağının kaynağı olduğu iddia edilen liman hizmetleri, TTK.nun 105/1. maddesi uyarınca, TTK'nun 1320. maddesinde belirtilen kişi (ya da kişiler) ile acente arasında yapılan sözleşmeden kaynaklı ise, bu kişiye (yada kişilere) izafeten acente aleyhine takibe girişildiğinin belirtilmesi gerektiği- Acentenin TTK'nun 1320. maddesinde belirtilen sıfatlardan birini haiz olduğu (varsa belgeleriyle birlikte) gösterilmediği gibi, liman hizmetlerinin sağlanmasının, TTK'nun 1320. maddesinde belirtilen kişilerle yaptığı acentelik sözleşmesinin gereği olduğundan bahisle, acentenin doğrudan taraf olarak gösterilmesinin de mümkün olmadığı-  “Kanuni rehin hakkı” kapsamında kaldığından bahisle yapılan “rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte”, asıl borçlu ile rehin konusu edilen şeyin malikinin 3. kişi olması halinde, zorunlu takip arkadaşlığı nedeniyle rehnedilen şeyin malikinin, takipte, birlikte ve doğru olarak gösterilmesi gerektiği- Mahkemece, kanuni rehin hakkı olduğu iddiasıyla başlatılan rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, asıl borçlunun, TTK'nun 1320. maddesinde belirtilen sıfatlardan hangisini haiz olduğuna dair ibarenin yer almaması, dolayısıyla kanuni rehin hakkının asıl borçlusu olup olmadığının saptanamaması yanında, geminin maliki ya da ona izafe edilerek kişi ya da kişilere karşı takip başlatılmayarak, zorunlu takip arkadaşlığı ilkesine aykırı hareket edilmesi nedeniyle re’sen takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Dosyadan yapılan hacizler İİK'nun 105.madde kapsamında olup anılan yasanın 105. maddesi gereğince aciz belgesi niteliğinde olduğundan bu takiple ilgili olarak davanın esasına girilerek taraf delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği- Davanın borçlu hakkında kesinleşmiş takip bulunmadığı, dolayısı ile davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verildiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2.maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Ödeme emrinde, icra müdürlüğünün hesap numarasının bulunmadığından şikayetin kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar vermesi gerekirken şikayetin reddi yönünde hüküm tesis edilmesinin isabetsiz olduğu-
Alacaklının başlattığı taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile takipte, rehinli aracın kazaya karışmış olması sebebiyle açılan hasar dosyasında borçluya yapılacak olan sigorta tazminatının icra dosyasına gönderilmesinin istenebileceği, alacaklının rehin hakkının sigorta tazminatı üzerinde devam edeceği-
Takip dosyası hakkında itirazın iptaline karar verilmiş olması, MÖHUK. 48'de yabancılar için öngörülen teminat koşulunu ortadan kaldırmayacağından, mahkemece alacaklının tabiiyetinin bulunduğu Marshall Adaları Cumhuriyeti ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyet olup olmadığı araştırıldıktan sonra yok ise alacaklının teminat yatırması gerektiğine karar verilmesi gerektiği-
"İcra takibi, gemi adamının hizmet sözleşmesine dayanılarak ödenmeyen maaş alacağına dayalı olarak başlatılmış ve anılan alacak bir ipotek akit tablosuna bağlanmış olmadığından, 6102 s. TTK.'nun 1320. maddesinde sayılan gemi adamı ücretinden doğan gemi alacaklısı hakkına dayalı bu takibin aynı Yasa'nın 1380. maddesi gereğince taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile yapılabileceği"-
İİK.’nun 149. maddesinin, tüketici kredilerinde uygulanamayacağı- Tüketici kredisi sözleşmesi kapsamında alınan “kesin borç ipoteği”ne dayalı olarak takibe geçilip, borçluya İİK.nun 149. maddesi kapsamında “icra emri” gönderilemeyeceği, şikayet üzerine icra mahkemesince yapılan takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İtiraz dilekçesinde mükerrerlik itirazında bulunan borçlunun borcun tamamına itiraz etmiş olduğunun kabulü gerekeceğini; takip talepnamesinin incelenmesinde özellikleri bildirilen kamyon rehnedilen şey olarak gösterilmiş ise de, aracın bankaya rehnedildiğine dair bir sözleşmeye dayanılmadığı gibi buna ilişkin takibe eklenmiş bir belgeye de rastlanılmamış olduğundan ve takip talepnamesi ve (8 örnek) ödeme emri düzenlenmiş olduğu halde, alacaklının; icra zaptında araç üzerine rehin şerhi işlenmesini talep etmesi ve icra müdürlüğünce talep gibi işlem yapılmış olması karşısında, takibin İİK. mad. 145 koşullarını taşımadığını ve icra mahkemesince itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekeceğini-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • ...
  • kayıt gösteriliyor