7. HD. 19.12.2024 T. E: 4625, K: 5870
7. HD. 12.12.2024 T. E: 876, K: 5653
7. HD. 10.12.2024 T. E: 3795, K: 5601
7. HD. 04.12.2024 T. E: 2023/5414, K: 5448
7. HD. 25.11.2024 T. E: 3788, K: 5240
7. HD. 20.11.2024 T. E: 3794, K: 5107
Kişilerin kuruma başvuru yapmadan önce ilgili taraftan iddia ettikleri uygulamanın düzeltilmesini talep etmeleri gerektiği, bu taleplerin reddedilmesi veya otuz gün içerisinde cevap verilmemesi hâlinde kuruma başvuru yapılabileceği,kuruma yapılan başvurularda, başvuranın iddiasının gerçekliğine ilişkin kuvvetli emarelerin ve karine oluşturan olguların varlığını ortaya koyması halinde ayrımcılık yasağının ihlal edilmediğine ilişkin ispat yükünün karşı tarafa ait olduğu, mevcut başvuruda ise başvuranın kendisinin ayrımcılık yasağı ihlalinden doğrudan ya da dolaylı olarak zarar gördüğüne ilişkin bir bulgunun ve başvuruya konu iddialara ilişkin ispat yükünü karşı tarafa geçirecek ölçüde kuvvetli emare ve karine oluşturan olguların varlığının ortaya konulamaması, uygulamanın düzeltilmesi için muhatap taraftan talepte bulunulduğuna ilişkin herhangi bir belge ile başvuru konusu iddiaları destekleyen nitelikteki belgelerin Kuruma sunulmaması nedeniyle başvuru şartları yerine getirilmediğinden başvurunun inceleme şartlarını taşımadığı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
İrtifak haklarının, bir eşya üzerinde hak sahibine o eşyadan yararlanma yetkisi sağlayan sınırlı bir ayni hak olduğu ve mülkiyet hakkının sınırlandırılması sonucunu doğuracağı- Vekalet ücretinin Bölge Adliye Mahkemesince hükmün yeniden kurulduğu tarihte yürürlükte olan 2022 yılına ait Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenmesi gerektiği-
Davalı belediyenin dava konusu taşınmazı arsa olarak ve yalnızca toprak bedeli karşılığında sattığı uyuşmazlıkta, taşınmaz Hazineye ait olduğundan üzerindeki muhdesat yönünden davalı belediyenin değil, taşınmaz maliki olan Hazinenin zenginleştiğinin kabulü gerektiği- "Kamu otoritesini temsil eden bir güven kurumu olan belediyenin kendisine ait olduğunu açıkça belirttiği, parselasyonunu yaparak satışa çıkardığı taşınmazın mülkiyetinin Hazineye ait olduğunu bilmesine rağmen, Hazineyle ihtilâfların çözülerek tapuların dağıtılacağı konusunda vaatte bulunduğu ve bu vaatlerin bazı vatandaşlar yönünden yerine getirildiği hususunun kendi savunmasıyla anlaşıldığı, böyle bir durumda, artık belediyenin sözleşmenin geçersizliğinden bahsetmesinin hukuk önünde korunamayacağı, Özel Dairenin de davalı Belediyeyi sözleşme bedelinden değil taşınmazın rayiç değerinden sorumlu tuttuğu, bu sebeple davacıların taşınmazın kendilerine ait olduğu inancıyla muhdesatlar için yaptığı harcamalardan da davalının sorumlu tutulmasının yerinde olduğu" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davacının bazı dönemler şebeke suyunun kesildiğini belirtmiş ise de, davacının bu taşınmazla ilgili mülkiyet veya güçlendirilmiş şahsi hakkının bulunmadığı, davalıların ise dava konusu suyun çıktığı taşınmazın maliki olduğu, davacının korunmaya değer herhangi bir hakkı olmadan elatmanın önlenmesi istemiyle dava açamayacağı-