Uyuşmazlık, hakem kararının iptali şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkindir...
Hakem kararına karşı yalnızca iptal davası açılabileceği- İptal davasının, tahkim yeri Bölge Adliye Mahkemesinde açılacağı; öncelikle ve ivedilikle görüleceği- Hakem kararının iptali davalarında iptal sebeplerinin tahdidi olarak sayıldığından, kararın esası yönünden hukuka uygun ve yerinde olup olmadığının incelenmesinin mümkün olmadığı- Hakem Heyeti kararının esasının, yerinde olup olmadığının, hakemlerin hukuku doğru uygulayıp uygulamadığı gibi hususların Hakem Heyeti kararının iptali davalarında inceleme konusu yapılamayacağı-
Taraflar arasındaki tahkim sözleşmesinde Hakem Heyetinin uyuşmazlığın çözümünde hakkaniyet kurallarını uygulayacağına ilişkin açık bir düzenleme olmadığından, hakem Heyetinin somut uyuşmazlığın çözümünde maddi hukuka ilişkin "aşırı ifa güçlüğü - uyarlama" kurallarını uygulayarak bu şekilde çözüme bağlamasında yasal engel olmadığı, uyuşmazlığın maddi hukuk kuralları uygulanarak hakkaniyet ilkesine göre çözümlenmesinin maddi hukuk kurallarının uygulanmadığı anlamına gelmediği, öte yandan uygulanan maddi hukuk müessesesi için kanun ismi ve madde numarası belirtilmesinin de zorunlu olmadığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesinin uyuşmazlığın çözümünde maddi hukuk kuralları yerine hakkaniyet kurallarına göre karar verildiği şeklinde değerlendirmesinin isabetli görülmediği-İptal davasına bakan mahkemelerce, hakem kararlarının tamamı ya da ayrılabilir bölümleri hakkında "kısmen" iptal kararı verilmesine engel bulunmadığı, mahkeme iptal sebebiyle bağlı olup, bu sebepler doğrultusunda inceleme yapmanın zorunlu olmadığı, hakem veya hakem kurulunun, tahkim sözleşmesi dışında kalan bir konuda karar verdiği veya talebin tamamı hakkında karar vermediği ya da yetkisini aştığı," maddesi ile "f" bendi uyarınca tarafların eşitliği ve hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediği hukuksal gerekçelerine dayalı olarak iptal talebinde bulunduğu halde, mahkemece anılan dava sebepleri dışına çıkılarak Hakem Heyeti kararının "kamu düzenine aykırılık" hukuk sebebine dayalı olarak iptal kararı verilmesinin isabetli görülmediği, kaldı ki Hakem Heyeti kararının, kamu düzenine aykırı olduğunu söylemek için Hakem Heyeti kararının yarattığı sonucun, toplumdaki temel ahlak kuralları, temel insan hakları veya toplumu temelinden sarsacak sonuçlara yol açması gibi durumların söz konusu olması gerekmekte olup, somut olayda böyle bir halin varlığı da söz konusu olmadığından hükmün bu sebeple de bozulması gerektiği-
Hakem ................. usulüne uygun olarak çağrılmasına rağmen toplantıya katılmadığından diğer iki hakemin aynı yönde oyu ile alınan kararın geçerli olacağı, bu nedenle hakem kararının iptal edilmesinin hukuka uygun olmadığının anlaşıldığı, açıklanan tüm bu nedenlerle ve tüm dosya kapsamı sonucunda, davacının hakem kararının iptaline ilişkin açmış olduğu davasının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 439. maddede sayılan şartların oluşmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün doğru olmadığı-
Hakem davasında sözleşmeden kaynaklanan bakiye alacak istenmiş olup, sözleşme ve dava konusu dikkate alındığında kamu düzeni ve tahkime elverişli olmayan bir durum olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 42. maddesinde tahkim şartı olup, ................ Şirketi tarafından ............... Asliye Ticaret Mahkemesinin ............... Esas sayılı dosyasında açılan bedel istemine ilişkin davada ........... Şirketinin tahkim ilk itirazında bulunması üzerine, mahkemece davanın usulden reddine dair verilen kararın kesinleştiği, ................ Şirketi kendi hakemini seçmediğinden sözleşmenin 42. maddesi uyarınca ........... şirketince mahkemeye müracaat ederek hakem tayin ettirdiği, ........ Şirketince mahkemede açılan davada tahkim ilk itirazında bulunulduğundan ve bu itirazı kabul edildikten sonra hakem seçmeyerek tahkim yargılamasından kaçınmak istemesinin TMK’nın 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralına ve HMK’nın 29. maddesinde düzenlenen dürüst davranma ilkesine aykırı olduğu, ileri sürülen diğer iptal sebeplerinin davanın esasına ilişkin olduğundan HMK 439/2 de sınırlı sayılan iptal sebeplerinden olmadığı, tarafların eşitliği ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediğine ilişkin beyanların ve delillerin sözleşmenin hatalı ve yanlış değerlendirildiği dışında herhangi bir gerekçe ve somut iddia bulunmadan yapıldığı, ihlalin ispatlanmadığı, genel mahkemede açılan dava ile tahkim davasının aynı nitelikte olduğu, kaldı ki tahkime konu uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklandığı ve sözleşmede tahkim şartı bulunduğu, bedelin muvazaalı olduğu iddiasının mahkeme önünde ileri sürülebilecek hususlardan olup, kamu düzenine ilişkin bulunmadığı, açılan iptal davasında re'sen incelenmesi gereken kamu düzenine aykırılık ve tahkime elverişli olmama hali bulunmadığı gibi, davacı tarafça ileri sürülen iptal sebeplerinden HMK'nın 439. madde kapsamında incelenmesi gereken sebepler yönünden usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-
Uyuşmazlığın tahkime elverişli olduğu, hakem heyeti kararının esasının, yerinde olup olmadığının, hukuku doğru uygulayıp uygulamadığı gibi hususların, hakem heyeti kararının iptali istemli davada tartışma konusu yapılamayacağı, tahkim yargılamasının yürütülmesinde ve verilen kararın içeriğinde kamu düzenine aykırılık teşkil edecek bir hususun bulunmadığının tespit edildiği, nihai hükmün, tahkim süresi içinde 28.06.2023 tarihinde verildiği, davacı vekilinin sözleşmeyi baskı ve dayatma altında imzaladığını, bu nedenle tahkim şartı içeren sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürerek kararın iptalini talep ettiği, davacının ileri sürdüğü hususun iradeyi sakatlayan hususlara ilişkin olup tahkim yargılaması sırasında hakemlerce değerlendirildiği ve yerinde görülmediği, kaldı ki davacının tacir olup tedbirli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü altında bulunduğu, alacağın tahsil edilmesi için dava açılmasının ya da takip yapılmasının yaratacağı riskin göze alınmadığına dair iddianın, iradeyi sakatlayan bir neden olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenlerle davacı vekilinin bu konudaki iptal gerekçelerinin yerinde görülmediği, davacı vekilinin, dava dışı SEBİT'in ticari defter ve kayıtları incelenmeden karar verildiğini, oysa uyuşmazlığın aydınlanması için bu kayıtların incelenmesi gerektiğini, hakem heyetinin bu konuda taraflara eşit mesafede durmadığını ve tarafların eşitliği ilkesinin ihlal edildiği gerekçesiyle hakem kararının iptalini talep ettiği, hakem heyetince hüküm altına alınan alacağın, davacı tarafından dava dışı SEBİT'e yapılan satışlar üzerinden hesaplanan komisyon alacağı olduğu, hakem heyetinin yapılan satışları tespit etmek bakımından davacının defterleriyle yetindiği, bu hususun tamamen hakem heyetinin takdirinde olduğu, hakem heyetinin bir delili toplamamış olması ya da sübut bakımından esas aldığı delillerin yeterli olup olmadığı gibi hususların, hukuki dinlenilme hakkını ve ispat hakkını ihlal etmediği sürece iptal davasında Mahkemenin denetleyebileceği hususlar olmadığı, hakem heyetinin, gerekçeli kararında sübut gerekçelerini ortaya koyduğu, bunun isabetli olup olmadığının iptal davasında denetlenemeyeceği, sübut bakımından davacının defter ve kayıtlarının incelenmesiyle yetinilmesinin, tarafların eşitliği ilkesine ya da tarafların ispat haklarına aykırılık teşkil etmeyeceği, esasen davacı, kendi defterlerine kaydettiği satış miktarları esas alınarak ve sözleşmede kararlaştırılan komisyon oranına göre hesaplama yapılıp karar verilmiş olması nedeniyle eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini savunmaktadır ki bunun somut bir gerekçesini ortaya koymadığı, yani davacının dava dışı SEBİT'e yaptığı satış miktarının davacının kendi defterlerinden tespiti mümkün olup hakem heyetinin de böyle sonuca vardığı, bu uygulama nedeniyle davacının adil yargılanma hakkının, ispat hakkının ya da eşitlik ilkesinin ihlal edildiğinden söz edilemeyeceği, bu nedenle davacı vekilinin aksi yöndeki iptal gerekçelerinin yerinde görülmediği, davacı vekilinin, hakem heyetinin değerlendirme yaparken iddia ve savunma kapsamının dışına çıkarak karar verdiğini ileri sürdüğü, hakem heyetinin kararının bütünüyle tahkim şartı içeren sözleşme ve eki taahhüt kapsamında olduğu, yazılan gerekçelerin taraf iddia ve savunmalarını karşılamak amacını taşıdığı, tahkim anlaşmasının ya da dava konusunun dışında bir değerlendirmeye yer verilmediğinin anlaşıldığı, davacı vekilinin bu konuda ileri sürdüğü iptal nedeninin de yerinde görülmediği-
Davalının en yakın mirasçıları mirası reddettiğinden terekenin iflas hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden dolayı mirasın reddi kararının mahallin Sulh Hukuk Hakimine bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesinin sağlanması için anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam olunması gerektiği, zira mirasın tasfiyesi işlemlerinin mirasın reddedildiğinin anlaşılması ile res'en yapılması gereken işlemlerden olduğu-
Başkan ve hakemlerin katıldığı toplantıda oy çokluğuyla karar alındığı, karar alındıktan sonra Hakemin isteği doğrultusunda muhalif üye olarak görüşlerin karara şerh düşüldüğü ve bu durumda somut olayda Hakem ... usulüne uygun olarak çağrılmasına rağmen toplantıya katılmadığından diğer iki hakemin aynı yönde oyu ile alınan kararın geçerli olacağı, bu nedenle hakem kararının iptal edilmesinin hukuka uygun olmadığı-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkin davada; ara kararı gereğince yatırması gereken avansı yatırmayan davacının bilirkişi raporunda belirlenen bedel kadar alacaklı olduğunun kabulü ile dava tarihinden davalının iflas tarihine kadar işleyecek faizi de belirleyip iflas masasına kayıt kabul kararı vermesinden ibaret olduğu-
Özel Dairenin bozma kararı, önceki bozmayı ortadan kaldıracak nitelikte olduğundan bozma kararına uyularak verilen hükmün temyiz incelemesinin HGK tarafından yapılması gerektiği- Birinci veya ikinci bozma kararı lehine bir doğruluk veya kesinlik karinesi ihdas etmemekte olup, düzenleme ile somut olay ekseninde iki zıt bozma kararından hangisinin uygun olduğuna yahut bunların dışında başka bir çözüm seçeneğinin bulunup bulunmadığına üçüncü defa Özel Dairenin değil HGK'nun karar verebileceği- HMK 373/6'ya eklenen hükmün usulü müktesep hakkın istisnalarından biri olduğu (Maddi hataya dayalı bozma sebebi ile davalı yararına usulü kazanılmış hak oluşmayacağı ve bu değişik gerekçe ile ön sorunun bulunmadığı görüşünün ise kabul görmediği)- Davacının meslek kodu değiştirilerek form ve sicil inceleme teknisyeni olarak görevlendirilmesine rağmen fiilen kadro değişikliğinden önceki görevini yapmaya devam ettiği anlaşıldığından uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan 25. Dönem İşletme Toplu İş Sözleşmesinin 52/d maddesi uyarınca % 6 oranında idareci primi alması gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor