Edinilmiş malların, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri olduğu - Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşyalar, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, manevi tazminat alacakları ve kişisel mallar yerine geçen değerlerin ise kişisel mal olduğu - Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimsenin, iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğu - Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal sayılacağı -
Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasında; boşanma davasının yargılaması sırasında davalı erkeğin, davacı kadına dava konusu evlilik birliği içerisinde alınan, davalı erkek adına tescil edilen “araç ve evin üzerindeki katılma alacağı hakkını vereceğini” söylediği ancak vermediği iddiasına karşın; davalı erkeğin beyanlarının “mahkeme içi ikrar” niteliğinde olduğu, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları ve aralarında düzenlenen protokolün dördüncü maddesinde “malları paylaştırdıkları ve bu konuda edinilmiş mallara ilişkin bir talepleri olmadığı”nın düzenlendiği; çekişmeli boşanma davası açan kadının, boşanmaya zorlandığı ya da iradesinin sakatlandığı iddialarını ispatlayamadığı, kadının katılma alacağı hakkı olduğunu ispatlayamadığı-
Anlaşmalı boşanma dosyasına sunulan protokol gereğince tarafların; davaya konu taşınmazın davalıya, aracın davacıya devredileceği hususunda anlaştıkları, davacının taşınmazdan kaynaklı katkı payı ve değer artış payı alacağının reddine karar vermek gerektiği-
Evliliğin boşanma sebebiyle sona erdirilmesine karar verilmesi hâlinde, mal rejiminin dava tarihinden geçerli olmak üzere sona ereceği- Somut olayda; taraflar arasında yurtdışında açılan boşanma dava tarihi tespit edilerek sonucuna göre tasfiyeye dahil edilecek malla belirlenerek tasfiyenin gerçekleştirilmesinin gerektiği-
Mahkemece kadının dava dışı taşınmaza katkısı olmadığına yönelik kabulü doğru olmadığından kooperatif yoluyla edinilen dava dışı taşınmaza kadının katkı oranı, erkeğin kooperatife üyelik süresi, evlilik tarihi ile tahsis tarihi arasındaki süreler göz önünde bulundurulup hukuk ve hakkaniyete uygun şekilde belirlenerek, dava konusu taşınmazdaki kişisel mal denkleştirme yapılması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu ve aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabildiğinden davacı 22.02.2012 tarihli dilekçesiyle ıslah yoluna başvurduğu için bu tarihten sonra sunduğu dilekçeler doğrultusunda karar verilmesinin hatalı olduğu-
Kabul edilen katkı payı alacağı ve katılma alacağı miktarı açıkça yazılarak denetime elverişli şekilde karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece CD'ye ve fotoğraflara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporu ile davacı tanık beyanları arasındaki takılan ziynetler ve paraların miktarı yönünden çelişkinin neden kaynaklandığının tanıklardan sorulması ve açıklattırılması ile çelişkinin giderilmesine çalışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken sadece düğün CD'sinden tespit edilen değerlere üstünlük verilerek bu konuda eksik inceleme ile karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu-
Katkı payı davalarında, eşlerin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile kocanın evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama oranlarının ayrı ayrı belirlenerek, eşlerin tasarruf miktarlarının da ayrı ayrı tespit edilmesi gerektiği- Bilirkişi raporlarında tasfiyeye dahil taşınmazın dava tarihindeki değeri arasında fahiş farklılık olduğu ve çelişkileri giderecek yeni bir rapor alınması gerektiği-
Taraflarca sunulan sözleşme ile erkek adına kayıtlı gayrimenkulün kadın adına tescilinin yapılacağı, bu kapsamda kadının da alacaklarından feragat edeceği belirtilerek, ilk derece mahkemesi kararının sözleşme uyarınca işlem yapılmak üzere bozulmasının talep edildiği ve taraflarca sunulan sözleşme kapsamında değerlendirme yapmak ve olumlu olumsuz bir karar vermek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerektiği-
Tasfiyeye konu taşınmazın edinilmesinde şahsi birikimi olan paranın gönderildiğini iddia eden davacının, ispat külfetinin kendisinde olduğu ve davalının da davacı tarafından gönderilen bedeli düğün masraflarına kullanıldığını ispatlaması gerektiğinden ispat yükümlülüğünün yer değiştirdiği- Tasfiyeye konu taşınmazın güncel değerine göre belirlenen katılma alacağından bozma öncesi hükmedilen alacağın icra takibi sonucunda ödenen miktarı düşülerek bakiye kısım yönünden karar verildiği-