Konut ve işyeri satışına ilişkin internet ilanlarında, reklam ve tanıtım broşürlerinde, 560.000. m2 ruhsatlı alanda 800 adet işyerinin bulunduğu alışveriş ve eğlence merkezinin yapılacağının, büyük marketler, sinemalar, restoran ve kafelerin yanısıra her türlü ihtiyaca yönelik dükkan ve işyerlerinin burada yaşayanların yanı başında olacağının, sportiv aktivitelerin yapılacağı klüp binası, iki adet ilk öğretim okulu, bir adet ortaöğretim okulu, cami, hastane, sağlık ocağının bu projede yer aldığının, projenin 2009 yılı sonunda tamamlanacağının belirtildiği, bilirkişi raporunda da; site içersinde yapılan incelemede, çocuk parkının olduğu, market, kapalı yüzme havuzu, sauna, vs. ile spor sahalarının bulunduğu, peyzaj ve aydınlatmasının olduğu, site etrafında yapılan incelemede ise, başka ada ve parsellerde market, restoran sağlık ocağı, okul vs.nin bulunduğu, site etrafındaki parsellerde tesbit edilen dini tesis, okul, sağlık ocağı, market ticari alanların davalı yüklenici tarafından yapıldığını gösteren bir belgeye rastlanmadığı ve eksik ifa olarak değerlendirileceği açıklanmış ve buna göre davacının talebi kabul edilmiş ise de; bunların yapılmamış olmasının davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp niteliğinde olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği, davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 s. K. mad. 4 gereğince ,malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da "gizli ayıplar" ın ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmadığından uyuşmazlığın genel hükümlere göre (TBK. mad. 223) çözülmesi gerektiği- Davacının davalıya "ayıp ihbarı"nda bulunduğunu usulüne uygun mail ya da faks gibi yazılı delillerle ispat etmek zorunda olduğu; mahiyeti itibarıyla bu davada tanık dinlenemeyeceği ve tanık beyanlarına itibar edilemeyeceği-
Muris adına hükmen tescil edilmesi gereken konutun, davalı tarafından ayıplı olarak teslim edildiği iddiasıyla açılan davada, konutun tamamlanmasına rağmen davacı tarafın kusurlarıyla uzun zaman tescilinin yapılamayıp davalı tarafından giderilmesi istenen ayıpların dairenin uzun yıllar kullanılmamasından kaynaklanan ayıplar olduğu anlaşıldığından davanın reddi gerektiği-
4077 s. K. mad. 30 gereğince, sözleşmeden kaynaklanan edimin ifasındaki eksiklik nedeniyle davacının 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde satıcının sorumluluğuna gidebileceği- Sosyal tesislerin yapılmamış olmasının (eksik ifanın) , alıcının satın alma kararını etkileyen, taşınmazın değerini azaltan bir husus olup, edimin ifasındaki bu yöne ilişkin eksiklik nedeniyle satıcının alıcıya karşı sorumlu olduğunun kabulü gerektiği- Davacı tarafından imzalan konut devir teslim tutanağında (ibraname);"Konutun karşılıklı imza ettiğimiz sözleşmeye, ekli mahal listesindeki hususlara, broşürlere ve taahhüt edilen niteliklere uygun olarak tamamlandığını, müşterek yerlerin tesis ve tesisatları ile daire içlerinin kullanım için yaşamsal derecede önemli hiçbir eksiğinin bulunmadığını, bu yerleri oturmaya ve kullanmaya müsait bir durumda eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim aldığımı bu konuda ileride herhangi bir hak talep etmeyeceğimi beyan ederim..." yazılıysa da, doğmamış bir haktan önceden yazılı ibraname ile feragat edilmiş olması mümkün olmadığından, bu ibranameye geçerlilik kazandırmak suretiyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-