Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda veya saklı payı ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Türk Medeni Kanunu'nun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek, davalı saklı paylı mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan saklı paydan fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları, (en sonda da kamu yararına yapılan kazandırmaları) dikkate almak gerektiği, bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla orantılı sorumluluk kuralının gözetilmesi gerektiği-
Vasiyetnamenin iptali, olmazsa tenkis istekleri-
HHr bir mirasçının saklı payı karşılığı ve tasarruf nisabı karar tarihi itibariyle güncellenerek ayrı ayrı hesaplanması ve ona göre davalıya ödenmesi gereken miktarın belirlenmesi gerekirken; taşınmazın tercih tarihindeki değeri üzerinden salt davacının güncellenmemiş saklı pay karşılığı miktarın çıkarılması sonucu elde edilen bedelin davalıya ödenmesine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacıların kendi temlik ettikleri taşınmaz yönünden tapu iptal tescil talebinde bulunamayacakları, ancak şartları oluştuğu takdirde murisin bu taşınmazla ilgili yaptığı işlemin bağış olması nedeni ile tenkise tabi olabileceği göz önüne alınarak söz konusu taşınmaz için tapu iptal ve tescile karar verilmesinin isabetli olmadığı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkin davada, hükmüne uyulan önceki bozma kararında değinilen hususlar gözetilmek suretiyle öncelikle miras bırakanın aktif ve pasif terekesinin sağlıklı olarak tespit edilmesi, ondan sonra uzman bilirkişi marifetiyle doğru bir şekilde sabit tenkis oranı belirlenerek çekişmeli taşınmazların belirlenen sabit tenkis oranında bölünüp bölünemeyeceğinin araştırılması, bölünmesi mümkün ise taraflar adına tesciline karar verilmesi, bölünmesi mümkün değil ise davalı tarafa bu aşamada TMK. mad. 564 gereğince tercih hakkının hatırlatılması, ondan sonra 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca süratle sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiyatlara göre değerinin belirlenmesi gerektiği-
İlk temlik tarihinde ara maliklerin yaşlarının 16 ve 19 olduğu, ara maliklerin alım güçlerinin bulunmadığı, dinlenen tanık beyanları uyarınca mirasbırakanın köyün en zengin kişisi olup mal satmayı gerektirecek bir ihtiyacının bulunmadığı, yine temlikten önce çekişmeli taşınmazları mirasbırakanın kardeşi ve aynı zamanda ara maliklerin kullandığı, öte yandan son maliklerin arkadaş olduğu ve köy yerinde hep birlikte gezdiği, mirasbırakanın ölümünden kısa süre sonra davalının çekişmeli taşınmazları devir aldığı değerlendirildiğinde yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunun anlaşılacağı-
"Muris muvazaası"na yönelik uyuşmazlıklarda, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün (miras bırakanın asıl irade ve amacının) duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması gerektiği, bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması; ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılması gerektiği- Çekişme konusu taşınmaz dışında mirasbırakan adına kayıtlı başkaca taşınmaz bulunup bulunmadığının etraflıca araştırılması, mirasbırakan adına kayıtlı olan taşınmazlar bulunması halinde, bunların değerinin bilirkişiler aracılığıyla saptanması, temlik edilen taşınmazın değerinin mirasbırakanın toplam mal varlığına oranı, temlikin makul sınırlar içinde kalıp kalmadığı saptanarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Tenkis (indirim) davasının, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardan olduğu, tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşulun; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olması olduğu, saklı payların zedelendiğinden söz edilmesinin ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkün olduğu, terekenin mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalar olduğu, bunların terekenin aktifini oluşturacağı, mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderlerin de pasifi olduğu, aktiften belirtilen borçların indirilmesinin net terekeyi oluşturacağı, tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekeceği, miras bırakanın TMK'nin 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediğinin bulunan bu rakam üzerinden hesaplanacağı, tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığının objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmesi gerekeceği, zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemeyeceği-
Taraflar dilekçelerinde tanık deliline dayandıkları halde mahkemece ön inceleme duruşmasında tanıklarını ve diğer delillerini bildirmeleri hatırlatılıp, davanın esasına girilerek, gösterdikleri veya gösterecekleri deliller toplanıp, tanıkları dinlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
01.04.1974 tarihli ½ sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcı olduğu- Murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi adına kaydettirmesi halinde, diğer bir söyleyişle bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği olmadığı- Mirasbırakanın sağlığında, gerek üçüncü kişiden parasını ödeyerek almak suretiyle ve gerekse tarafından yaptığı bağış niteliğindeki kazandırmaların mirasbırakanın ölümünden sonra saklı payların zedelenmiş olduğunun saptanması halinde, muris muvazaasına ilişkin iddianın dinlenemeyeceği, koşullarının varlığı halinde 4721 sayılı TMK. mad. 560 ila 571 uyarınca öngörülen tenkis davasına konu edilebileceği-