Yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün vekalet ücretine ilişkin fıkrasındaki “davalı yararına 175.000.000 TL.vekalet ücreti takdirine” şeklindeki ibare hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine “... Davalı yararına nisbi tarifeye göre 521.000.000 TL.avukatlık ücreti takdire” ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilerek onanmasının gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın değeri 201.000.000 TL. olup,bu miktar üzerinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. Maddesi uyarınca, Üçüncü Kısma göre %10 oranı esas alınarak belirlenen 20.100.000 TL. avukatlık ücreti, anılan maddede belirtilen şekilde, İkinci Kısım İkinci Bölümde Asliye Mahkemelerinde takip edilen davalar için öngörülen 175.000.000 TL. nin yarısından daha az olduğundan, davası reddedilen davacının, söz konusu tutarın yarısı olan 87.500.000 TL. avukatlık ücretine mahkum edilmesinin gerekeceği-
Vekalet ücretinin usul hükümleri dairesinde yargılama giderleri arasında yer aldığının 17.11.1948 tarih 5/8 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulandığı, bundan, yargılama gideri olan vekalet ücretinin bir usul kuralı olduğunun anlaşıldığı, usul kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan aksine bir hüküm bulunmadıkça yapılan değişikliğin derhal uygulanacağı, bu nedenle hakimin bu ilkeyi gözeterek kendiliğinden değişikliği derdest davalara uygulaması gerekeceği-
Davacının isteminin açıkça davalının haksız fiiline dayandığı, bu nedenle uyuşmazlığın avukatlık sözleşmesinden ve ücretinden kaynaklanmadığı, davanın çözümünde avukatlık yasasında tanımlanan avukatlık sözleşmesine ve ücretine ilişkin kuralların uygulanmayacağı, aksine borçlar hukukunun konuya ilişkin genel hükümlerinin uygulanması gerekeceği, bunun da yargı yetkisine sahip genel mahkemelerin görev alanı içerisinde olup, görevi yasa ile sınırlı olarak belirlenen hakem yoluyla çözümlenemeyeceği-
Avukatlık parasının dava dilekçesinde gösterilen değere göre hesaplanmasının gerekeceği-
Vekilin dava açabilmesi için vekâletnamenin aslını veya örneğini mahkemeye sunması zorunludur; ancak, gecikmesinde zarar umulan hallerde verilecek kesin süre içerisinde davanın açılmasına veya usul işlemlerinin yapılmasına izin verilebileceği- Kesin süre içinde vekaletname sunulmazsa asilin aynı süre içinde yapılan işlemlere onay vermesi gerekli olup; asilin vekaletname vermeyen vekile onay vermemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği-
Davacı avukat ile vekil eden davalılar arasında 1.05.1994 gününde düzenlenen avukatlık ücret sözleşmesinin ücret bölümünde kazanılan her dava için avukata iş sahibi lehine hükmolunacak miktarın % 10`unun avukatlık ücreti olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davanın sonucuna katılım şeklinde kararlaştırılan ve başarı şartını içermeyen bu sözleşmenin Avukatlık Kanununun 164. madde hükmü uyarınca geçersiz olacağı, davacı avukatın ancak avukatlık asgari ücret tarifesine göre vekalet ücreti isteyebileceği-
Temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi halinde mahkemece ek kararla «temyiz isteminin reddine» karar verilmesi gerekeceği–
İstihkak davalarında, takip konusu alacak miktarı ile haczedilen eşyanın değerinden hangisi az ise, onun üzerinden -nisbi- harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği–
Avukatlık ücreti verilmesinin davanın kazanılma şartına bağlandığı avukatlık ücret sözleşmelerinin, hasılı davaya iştirak öngörüldüğü için, geçersiz olacağı, geçersiz sözleşmedeki imza inkar edildiğinden, Yargıtay Özel Dairesinin, yerel mahkeme gibi geçersizliği saptadıktan sonra, imzanın davalıya ait olup olmadığının tespitini öngören eleştiri ve tavsiye nitelikli bozma sebebine karşı direnmenin söz konusu olamayacağı-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • kayıt gösteriliyor