İş mahkemelerinde açılacak her davanın, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde veyahut işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede görülebileceği(bunun seçimlik bir hak olarak tanımlandığı)- Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında verilen ıslah dilekçesine mahkemece değer verilmemesi ve dava dilekçesinde talep edilen maddi tazminat miktarını hüküm altına almak gerektiği-
İş mahkemelerinde açılacak her davanın, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde veyahut işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede görülebileceği- İş mahkemesinin yetkisinin kamu düzeni ile ilgili olduğu ve davalı tarafça süresinde yetki itirazı yapılmamış olsa bile mahkeme tarafından bu hususun kendiliğinden göz önünde bulundurulması ve yetkisizlik kararı verilmesi gerektiği-
8. HD. 22.01.2018 T. E: 2017/9012, K: 1026-
TMK. mad. 168 gereğince, boşanma ve ayrılık davalarında eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinin yetikli mahkeme olduğu- Aksi kanıtlanıncaya kadar merkezi adres kayıt sisteminde kayıtlı olan yerleşim yerine ilişkin beyana geçerli olduğu- Nüfus kaydında davacının yerleşim yerinin "... Bafra" olduğu anlaşılmakta olup, davacı kadının daha önceden Almanya'da yaşaması veya ayrılığın ardından Almanya'ya geliş gidiş yapmasının, yerleşim yerinin Bafra olmadığının kabulü için yeterli olmayacağı-
İnanç sözleşmesinden doğan davalarda zamanaşımı süresinin on yıl olarak kabul edildiği ve zamanaşımı sürenin başlangıcının, inanç gösterilenin borcunu yerine getirmeyeceği konusundaki tavrının ortaya çıkması ile yani inanç gösteren kişinin hakkına yargısız ulaşabileceği umudunun tükendiği tarih olduğu- İnanç sözleşmesine dair diğer tarafın imzasını içeren herhangi bir yazılı delil ibraz edemeyen davacının taleplerini ispat edecek yazılı delil sunduğundan söz edilemeyeceği- Davacı vekili, delil listesinde açıkça yemin deliline dayanmış olduğundan, mahkemece davacıya yemin delilini kullanıp kullanmayacağının hatırlatılması, HMK. mad. 225 vd. maddeleri gereğince işlem yapılarak sonucuna göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiği-
İş mahkemesinin yetkisinin kamu düzeniyle ilgili olduğu, hakimin, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisinin de res'en yetkisizlik kararı verebileceği- Davacı davalılardan ... A.Ş.'nin asıl işveren şirket olduğunu, diğer davalı şirketlerin ise alt işveren olduklarını iddia etmekte olup davacı vekili tarafından ticaret sicil gazetesine göre davalılardan diğer A.Ş.'nin yerleşim adresi Konak İzmir olarak göründüğü, diğerlerinin ticaret sicil kayıtları ise dosya içerisinde bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece, taraf teşkili sağlandıktan sonra, dava tarihi itibari ile davalı şirketlerin güncel ticaret sicil kayıtları celp edilerek ve tüm dosya kapsamında yer alan deliller birlikte değerlendirilmesi ve mahkemenin yetkili olup olmadığı konusunda karar verilmesi gerektiği-
Davalıların birden fazla olması halinde iş mahkemesinin yetkisi belirlenirken HMK. mad. 7 uyarınca ortak yetkili mahkemenin dikkate alınmayacağı-
Davacı dava dilekçesinde, yargılama sırasında ve temyizinde davasını muris muvazaası hukuksal nedenine dayandırdığını açıklamış olduğundan, 1.4.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının davada uygulama yerinin bulunup bulunmadığı değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesine dayalı olarak Kurum tarafından açılan yersiz ödenen aylıkların geri alınması talebine ilişkin davalar ile hak sahibi tarafından açılan Kurum işleminin iptali ve aylık bağlanması talebine ilişkin davalarda özellikle boşanılan eşle kurulan ilişkinin "fiili olarak birlikte yaşama olgusu" kapsamında yer alıp almadığının, ilişkinin niteliğinin ve başlangıç tarihinin açıkça ortaya konulması gerekeceği-
Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine ait olduğu(TMK. mad. 411), yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yer olduğu(TMK. mad. 19/1), bir öğretim kurumuna devam etmek için bir yerde bulunma ya da eğitim, sağlık, bakım veya ceza kurumuna konulma, yeni yerleşim yeri edinme sonucunu doğurmayacağı(TMK. mad.22)- Kısıtlı adayının rehabilitasyon merkezinde kaldığı, rehabilitasyon merkezine konulma, yeni yerleşim yeri edinme sonucunu doğurmayacağından ve kısıtlı adayının rehabilitasyon merkezine konulmadan önceki yerleşim yeri adresi ".... Mah. .... Sk. No:11 .../..." olduğundan, uyuşmazlığın ... (...) Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği-