Vesayet hakkındaki hükümler kamu düzenine ilişkin olup, yetkinin kesin olduğu; kısıtlanması istenilene ait halen yerleşim yeri adresinin bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece kısıtlanması istenilenin yerleşim yeri adresinin Türk Medeni Kanunu'nun 19. ve 20. maddeleri uyarınca belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Yerleşim yerinin bir kimsenin sürekli oturmak niyetiyle kaldığı yer olduğu ve bir öğretim kurumuna devam etmek için bir yerde bulunma ya da eğitim, sağlık, bakım ya da ceza kurumuna konulmanın yeni yerleşim yeri edinme sonucunu doğurmayacağı-
Vesayet işlerinde kesin yetkili mahkemenin küçüğün ya da kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine ait olduğu-
Merkezi Nüfus Kayıt Sisteminde yer alan adrese göre, kısıtlanması istenenin yerleşim yerinin Ankara olduğu gerekçesiyle delil toplamadan, tensiben yetkisizlik kararı verilemeyeceği-
Mahkemenin yetkisine yönelik itirazlar, ilk itirazlardan olup bu hususun mahkemece öncelikle ve esasa girilmeden “hadise” şeklinde incelenerek sonuçlandırılacağı- Kişilerin yerleşim yeri adreslerinin nüfus kütüklerinde bulunmasının zorunlu olduğu, yerleşim yeri adreslerinin tutulmasında kişilerin yazılı beyanlarının esas alınacağı, adres beyan formundaki bildirimlerin aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğu-
Tereke hukukunda görevli mahkemenin miras bırakanın yerleşmek niyetiyle oturduğu yerdeki sulh mahkemesinin olacağı-
Merkezi adres kayıt sisteminde gösterilen yerin yerleşim yerine karine oluşturacağı, davalı, davacının beyanına dayanılarak oluşturulan sistemde kayıtlı yerleşim yerinin aksini gösteren bir kanıt göstermediğine göre, yetki itirazının reddi ile işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde yetkisizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Boşanma ve ayrılık davalarında yetkili mahkemesin, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesi olduğu; davacının dava tarihi itibarıyla yerleşim yeri adresinin Merkezi Adres Kayıt Sisteminden (Nüfus Müdürlüğünden) sorulup tespiti, davacının yerleşim yeri adresinin diğer delillerle birlikte değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuç uyarınca yetki itirazının karara bağlanması gerekeceği-
Memurların görev yerleri idari bir kararla her zaman değiştirilebileceğinden görev yerinin Türk Medeni Kanununun 19. maddesi gereğince aksi kanıtlanmadıkça yerleşim yeri sayılamayacağı-
Yerleşim yerinin eylemli olarak neresi olduğunun tespit edilemediği hallere karine olarak nüfusa kayıtlı olan yerin yerleşim yeri olduğunun kabul edileceği-