Babanın, velayeti kendisine bırakılmış olan çocuğu yanına almayıp, babaannesi yanında bırakmasının ve okul çağına gelen çocuğu okula göndermemesinin, velayetin değiştirilmesine neden olacağı–
Velayetin değiştirilmesi isteminin, kendisine velayet tevdi edilen tarafın, velayeti yürütmesinin çocuk aleyhine yeni gelişmeler meydana getirmesi halinde kabul edilebileceği–
Boşanma kararı ile, velayet anneye (babaya) bırakılmasına rağmen, çocuk fiilen babası (annesi) yanında kalmışsa, çocuğun velayetinin ba-baya (anneye) verilmesinin isabetli olacağı–
«Velayetin değiştirilmesi»ne ilişkin davada genel «yetki» ve «görev» kurallarının uygulanması gerekeceği–
Velayet hakkı kendisine verilmiş olan tarafın velayet hakkını ger-çekten kötüye kullandığı ya da açıkça ihmal ettiğinin kanıtlanmaması, fakat bu kişinin çocukla yeterince ilgilenmediğinin anlaşılması halinde «velayet hakkının nez’i» yerine «velayet hakkının değiştirilmesine» ka-rar verilmesi gerekeceği–
Artırılmasına karar verilen nafakanın başlangıç tarihinin, «hükmün kesinleşmesi» ya da «hüküm» değil, «dava tarihi» olacağı–
Boşanma ve ayrılıktan sonra da çocukların bakımı, yetiştirilmesi, ebeveynleriyle olan kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, olaya ve çocuğa en yakın olan hakimin müdahalesinin kabulünde zorunluluğun bulunduğu-
Velayet hakkına sahip olan ana/babanın başkası ile evlenmiş olmasının, tek başına «velayetin kaldırılması»nı (MK. 348, 349) gerektirmeyeceği, bu durumda «velayetin değiştirilmesi»nin (MK. 183) de söz konusu olabileceği–
İştirak nafakasının artırılmasına ilişkin davaların, davalının ikametgahının bulunduğu yerde açılacağı–
Boşanma kararından sonra velayet ve kişisel ilişki konusunda yeni düzenlemeye gidilmesini gerektiren durumların MK. 183’da örnek olarak gösterilmiş olduğu–