Babanın müşterek çocuğa gösterdiği şiddet dosya kapsamından anlaşıldığından; müşterek çocuk idrak çağında olduğundan mahkeme tarafından bizzat dinlenerek alınan uzman raporları, tanık beyanları, ceza dosyası birlikte değerlendirilip tüm dosya kapsamı gözetilerek sonucu baba ile müşterek çocuk arasındaki kişisel ilişkinin yatılı olup olmaması ve süreleri yönünden bir karar verilmesi gerektiği-280
Aile mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, her iki ebeveyn ve çocukla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği-
Mahkemenin ilk kararında, anne aleyhine aylık 150 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi ve babanın bu ilk kararı temyiz etmemesi dikkate alındığında, iştirak nafakası miktarı açısından anne lehine usuli kazanılmış hak oluşmuş mudur? Mahkemece anne aleyhine verilen iştirak nafakasının aylık 150 TL' yi geçmeyecek şekilde taktir edilmesi gerekir miydi?
Velayetin değiştirilmesine dair davalar çocuğun güvenliğini doğrudan ilgilendiren davalar olduğu, davada, velayet hakkına sahip anne ya da babanın, kural olarak temsil olunanın menfaatine hareket ettiği kabul edilse dahi her zaman çocuğun yararına davranmayacağı, herhangi bir sebeple çocuk aleyhine hareket ederek onun zararına bir durum yaratma ihtimali olduğu, velayetin değiştirilmesi davalarında davanın açılış amacı da diğer tarafın çocuğun menfaatine aykırı davrandığı iddiası olduğundan, çocuk ile yasal temsilcisi arasında bir menfaat çatışmasının olduğu kabul edilerek TMK mad. 426/2 gereğince küçüğe bir temsil kayyımı atanması gerektiği-
Velayetin değiştirilmesi sonucu, velayet kendisine tevdi edilmeyen tarafın, ekonomik imkânları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlü olduğu- Mahkemece verilen velayetin değiştirilmesi kararı da ancak kararın kesinleşmesiyle geçerlilik kazanacağından, iştirak nafakasının başlangıç tarihinin de velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşme tarihi olması gerektiği-
Velayetin düzenlenmesinde asıl olanın, küçüğün yararının korunması ve geleceğinin güvence altına alınması olduğu ve mahkemece yargılama aşamasında taraflarca ileri sürülen iddiaların, meydana gelen yeni gelişmelerin göz önünde tutularak tüm delillerin büyük bir titizlikle incelenerek sonuca gidilmesi gererktiği- Davacı baba dava dilekçesinde tanık deliline dayanmasına karşın mahkemece davacı tarafa tanıklarını bildirmesi için gerekli imkân tanınmadan, hukuki dinlenilme hakkına aykırı olacak şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu- Sadece pedagog tarafından düzenlenen uzman raporu dikkate alınarak bir değerlendirilme yapılmasının hatalı olduğu- Mahkemece davacı tanıkları dinlendikten ve aile mahkemesi bünyesinde bulunan "psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan" oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alındıktan sonra diğer tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle velayet hususunda bir karar verilmesi gerektiği-
Alacağın temliki sonucu, temlik alan alacaklı sıfatına haiz olarak davada temlik aldığı alacak miktarı yönünden davada taraf olacağından mahkemece dava konusu edilen alacağın hangi miktarda temlik edildiği belirlenerek, temlik alan da karar başlığında gösterilip, yargılama giderlerinden sorumluluğun buna göre tespit edilmesi gerektiği-
Müşterek çocuğun velayetin değiştirilmesi talebiyle davacı babanın açtığı davada, davalı annenin yokluğunda yargılama yapılıp, davanın kabulüne karar verildiği, gerekçeli kararın usulsüz olarak tebliğ edilmesi ile kararın kesinleştirildiği anlaşıldığından, kararın davalı anneye usulsüz olarak tebliğ edilmiş olması ve annenin davadan haberdar olduğu bildirdiği tarih itibariyle karar henüz kesinleşmemiş olduğundan, davalı annenin yargılamanın yenilenmesine ilişkin dilekçesinin temyiz dilekçesi olarak nitelendirilmesi gerekeceği-
Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davalarına ilişkin kurulacak hükümde tüm paydaşların hisselerinin pay ve paydasının gösterilmesi, paydaşlara verilen payların toplamı ile paydanın birbirine eşit olması gerekip ölü mirasçı ...'ın mirasçılarına küsuratlı pay verilmesinin ve toplam paydada isabet edecek payın yanında kendi mirasçılık belgelerindeki payın da birlikte yazılmasının hükmün açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi koşuluna uymadığı-
Velayet kamu düzenine ilişkin olduğundan, velayete ilişkin verilen karardan sonra ortaya çıkan yeni durum da gözetilerek, velayet hakkının davalı anneden alınıp davacı babaya verilmesine dair karar verilmesi gerektiği-