Dava konusu muhdesatların üzerinde bulunduğu parsellerin evveliyatlarının mera olduğu, Belediye tarafından meralık nitelikleri değiştirilerek mesire alanı vasfı ile tapuya Belediye adına tescilleri sağlanmış ise de bu tescillerin yolsuz olup, taşınmazların meralık niteliklerinin değiştiğinin kabul edilemeyeceği, öncesi mera vasfında iken inşa edildikleri anlaşılan muhdesatlar bakımından Belediyenin herhangi bir hukuki yararı bulunmadığı, yolsuz tescille mera vasfının mesire alanı olarak değiştirilmiş olmasının Belediyeye bir hak bahşetmeyeceği, meralar üzerinde meydana getirilen muhtesatlara da hukuken değer verilemeyeceği, Mera Kanunu ile meraların işgalinin suç sayıldığı gözetildiğinde meralar üzerindeki muhdesatlara yasallık sağlayacak şekilde tespit ve bu tespite dayalı alacak kararının verilemeyeceği-
Kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden (6100 sayılı HMK'nun 323/1-a maddesi uyarınca yargılama giderlerinden sayılan celse, karar ve ilam harçlarından da) ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı-
Hazine adına tescili istenen taşınmazın, orman niteliğindeki yerlerden olup olmadığı yönünden araştırma yapılmadan noksan soruşturma ile karar verilemeyeceği-
Kadastro tutanağı kesinleşmemiş taşınmazlara ilişkin davaların Kadastro Mahkemesi'nde görülmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın kadastro çalışmalarında Hazine adına tespit ve tescil edildiği ve bunun iptalinin istendiği davada, kadim meraların niteliği yetkili kurullarca değiştirilmediği sürece zilyetlik ve imar ihya yoluyla kazanılmasının mümkün olmayacağı-
Dava konusu parselin hazine adına tescilinin istendiği davada, davalılar bakımından ret sebebinin ortak olması halinde, davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmolunması gerekeceği-
Hazine adına tescili istenen taşınmazların mera vasfında olması halinde hazine adına tescilinin mümkün olmayacağı, ancak çoğun içinde azı da vardır kuralı gereğince mera vasfıyla sınırlandırılması gerekeceği-
Kamunun yararlanmasına açık sahiller, (kumsal alanlar) özellikle kıyı kenar çizgisinin deniz yönünde bulunan yerleri ile deniz ve göl alanlarının, mer’a ve akarsuların kiraya verilemeyip, böyle yerler için herhangi bir şekilde düzenlenmiş olan kira sözleşmelerinin yok hükmünde olacağı-
Uyuşmazlık konusu taşınmazın, kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması sebebiyle davacı Hazine’nin davasının kabulü ile taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan taşınmazın tapu kütüğünden terkinine karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık konusu taşınmaz bölümlerinin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve imar ve ihyası yapılmayan, bu niteliği itibariyle de zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığından, taşınmazın TMK’nun 715 ve 999. maddeleri ile 3402 sayılı KK’nun 16/c maddesine göre zilyetlikle kazanılmasnın mümkün bulunmadığı-