TÜRK MEDENİ KANUNU > - Eşya Hukuku > - MÜLKİYET > - TAŞINMAZ MÜLKİYETİ > - TAŞINMAZ MÜLKİYETİNİN KONUSU, KAZANILMASI VE KAYBI > - B. Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması > - II. Kazanma yolları > Madde 715 - 6. Sahipsiz yerler ve yararı kamuya ait mallar
Madde Listesi Madde 715 - 6. Sahipsiz yerler ve yararı kamuya ait mallar
Türk Medeni Kanununun 715 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesi gereğince yollar kamunun yararlanmasına tahsis edilen orta malı niteliğindeki taşınmazlar olduğundan bu özellikleri gereği, yoldan yararlanma hakkı olan özel kişilerin de varsa elatmanın giderilmesi için dava açmaya hakları bulunduğu-
Mahkemece hakkında kabul kararı verilen taşınmazın davalının göstereceği bölümünün kroki üzerinde gösterilerek hükmün buna göre kurulması gerekirken iptal ve terkinine karar verilen bölüm krokide işaretlenmeden infazı mümkün olmayacak şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Aktif dere yatakları ile derenin etki alanında kalan yerlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerler olduğu, ancak, aktif dere yatağında ve etki alanında kalmayan yerler ile dolgu yapılmayan bir yerin koşulları mevcut olduğu takdirde, özel mülkiyete konu olması olanaklı olduğundan, uzman jeolog bilirkişiler dinlenilmek suretiyle dava konusu taşınmazın gösterilen bölümleri bakımından aktif dere yatağı veya derenin etkisi altında bulunup bulunmadığının, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, bu bölümlerin arasındaki ayırıcı unsurun ve kod farkının denetime elverişli şekilde tespit edilmesi, dere ile doğal sınırı çizdiği söylenen karaca ve çınar ağaçlarının bu bölümler arasında mı yoksa dere kenarında mı yer aldığını belirlenmesi ve krokide yerlerinin denetime elverişli olarak gösterilmesi gerektiği-
Dava konusu yolla ilgili olarak mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna göre davalıya ait parsellerin doğu hududunda bulunan köy yoluna davalının çalı ve avlağa çekmek suretiyle tecavüzce bulunduğu, bu durumun mahalli bilirkişi beyanları ile de doğrulandığı anlaşıldığından, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteminin kabul edilmesi gerekeceği- Kamu malı olmaları özelliğinden dolayı yolla ilgili davanın, bulunduğu köy ya da belediye tüzel kişiliği tarafından açabileceği gibi, o köy ve belediye halkından olan kişiler tarafından da açabileceği-
Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonucu oluşan durumun eldeki maddi anlamda kesinleşmemiş ve derdest olan davaya da uygulanması zorunlu olup, kamu malları ile ilgili davalar aynı zamanda kamu düzeni ilkesini de içerdiğinden mahkemece, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararından sonra oluşan yeni yasal durum dikkate alınarak, inceleme yapılıp sonuca ulaşılması gerekeceği-
Kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve terkinine ilişkin davanın kısmen kabulü ile, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisinin içinde kalan kısmının tapu kaydının iptali ile kıyı vasfıyla Hazine adına tapudan terkinine karar verilmesi halinde, iptal kararından sonra taşınmazın tescil harici bırakılması kararı ile yetinilmesi gerekeceği-
İlgililere bizzat bildirim yapılmadığı için kıyı-kenar çizgisinin kesinleşmediği ve bağlayıcılık niteliği kazanmadığı; bilirkişi heyetince kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi gerekirken, bağlayıcılık niteliği taşımayan ve delil olarak istifade edilmesi gereken, idare tarafından daha önce belirlenmiş kıyı-kenar çizgisi esas alınarak düzenlenen bilirkişi raporunun yeterli bulunması ve rapora dayanılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu-