9. HD. 08.06.2022 T. E: 6267 , K: 7225
Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz ise de aynı işveren aleyhine dava açan kişiler davacı tanığı olarak dinlenmiş ise bu işçilerin tanıklıklarına kural olarak itibar edilmemesi; birbirlerine tanıklık eden kişilerin beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması ve bu tanıkların beyanlarının diğer yan delillerle birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerektiği- Menfaat birliği bulunan davacı tanıklarının beyanlarının fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları yönünden hükme esas alınamayacağından, davacının iddiasını yöntemince ispatlayamadığı ve anılan alacakların reddi gerektiği-
Somut olayda, fazla çalışma, hafta tatili ile genel tatil ücreti alacaklarının ispatında davalı aleyhine açmış olduğu davası bulunan davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilip edilmeyeceği; buradan varılacak sonuca göre davalı tanığının beyanı doğrultusunda hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının reddedilmesinin, fazla çalışma ücreti alacağının ise haftada üç saat üzerinden hesaplanmasının gerekip gerekmediği-
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin mi yahut ihale makamı-müteahhit ilişkisinin mi bulunduğu- İşçilik alacaklarından davalıların birlikte mi sorumlu olduğu- Fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınması-
Davalı işverene ait ticari takside şoför olarak çalışan iki kişiden birisi olan davacının aylık sabit bir tutarı işverene ödemesi karşılığında hasılata bağlı olarak değişen günlük ücret ile çalıştığı, bu çalışma sisteminde işçi olan şoför tarafından işverene aylık sabit bir ödeme yapılmakla birlikte, işçinin günlük sabit bir ücreti söz konusu olmayıp, ücretin günlük hasılata bağlı olarak değiştiği- İşveren aylık sabit bir tutar ile gelirini garanti altına almakta ise de, asgari ücret düzeyi saklı kalmak kaydıyla işçinin ücret düzeyi bakımından sabit bir alt sınır bulunmadığı, ayrıca, hasılata bağlı günlük yevmiyeli olarak çalışan işçilerin haftalık kırk beş saatten fazla çalışsa dahi fazla çalışma ücretine hak kazanmayacağına ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı- Bu itibarla, yapılan işin niteliği ve tanık beyanları dikkate alındığında, davacının fazla çalışma yaptığı anlaşıldığından, davacının haftalık kaç saat fazla çalışma yaptığının belirlenmesi, daha sonra fazla çalışma ücretinin sadece yüzde elli zamlı kısmının hesaplanması ve hesaplanan miktardan da karineye dayalı makul oranda indirim yapılarak karar verilmesi gerektiği-
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçinin kural olarak bu iddiasını ispat etmek zorunda olduğu- Fiili bir olgu söz konusu olduğundan kural olarak işçinin, fazla çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebileceği; fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmalarının delil niteliğinde olduğu; ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekeceği- Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz ise de aynı işveren aleyhine dava açan kişiler davacı tanığı olarak dinlenmiş ise bu işçilerin tanıklıklarına kural olarak itibar edilmemesi; birbirlerine tanıklık eden kişilerin beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması ile bu tanıkların beyanlarının diğer yan delillerle birlikte değerlendirilerek, sonuca gidilmesi gerekeceği- Tanık beyanları, yapılan işin niteliği, işyerinin özelliği dikkate alındığında, mahkemece sezon döneminde çalışmanın saat 22:00’ye kadar sürdüğünün ve 4,5 saat daha ilave fazla çalışma yapıldığının kabul edilmesinin isabetli olduğu-
Hizmet tespiti istemine ilişkin davada; hizmet süreleri hesaplanırken, eğitim-öğretim dönemlerinin başlangıç ve bitiş sürelerinin dikkate alındığı ve bunun yerinde olduğu, ancak ilgili işyeri nezdinde çalışma süresi hesaplanırken 2007/2008 eğitim-öğretim yılında, yarıyıl tatilinin 28.01.2018 tarihinde başlamasına karşın 01.01.2008–31.01.2008 tarihleri arası 30 gün hizmet tespitine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı, fazla çalışma gerçekleştirdiğini ispat ettiğinden fazla mesaisinin bu saatlere göre belirlenmesi yerine hafta içi 19:00’da biten mesainin 18:30’da sona erdiğinin kabulünün yerinde olmadığı-
İşçiden günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışmasının beklenemeyeceği- Gün içinde işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı olduğu- Günde on bir saate kadar olan (on bir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesinin en az bir saat, on bir saatten fazla çalışmalarda ise ara dinlenmesinin en az bir buçuk saat olarak verilmesi gerektiği-
İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğinde olup, bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödenmiş varsayılacağı- Davacının en üst düzey yönetici olduğu ancak; en üst düzey yönetici olarak kabul edilmesine neden olabilecek herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından, davacının fazla mesai yapıp yapmadığının tanık beyanlarına göre değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği, fazla mesai yaptığının tespit edilmesi halinde ise; davacının cirodan prim aldığı anlaşıldığı ve bu şekilde çalışan işçi fazla mesai yaptıkça buna bağlı olarak prime de fazladan hak kazanacağından, bir anlamda yüzde usulü çalıştığının kabulünün gerekeceği, bu durumda ise fazla mesai ücretinin sadece %50 zamlı kısmının hesaplanması gerektiği- Hafta tatili izni, kesintisiz en az yirmi dört saat olup, bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda; usulüne uygun şekilde hafta tatili izninin kullandırıldığından söz edilemeyeceği, hafta tatilinin bölünerek kullandırılamayacağı ve hafta tatilinin, yirmi dört saatten az olarak kullandırılması halinde; hiç kullandırılmamış sayılacağından, hafta tatili ücretinin hesaplanması gerektiği-