TÜRK MEDENİ KANUNU > - Aile Hukuku > - EVLİLİK HUKUKU > - EŞLER ARASINDAKİ MAL REJİMİ > - EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA > - D. Mal rejiminin sona ermesi ve tasfiye > - II. Malların geri alınması ve borçlar > Madde 226 - 1. Genel olarak
Davacının ziynet eşyası alacağının, davacının gösterdiği diğer delillerle kanıtlanamadığı, ancak, davacının dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayandığı, davacıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılmadığı, bu nedenle, mahkemece ziynet eşyası alacağı istemiyle ilgili olarak davacıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılarak, teklif edildiği takdirde usulünce yemine ilişkin yargılama işlemlerinin yerine getirilmesinin (HMK.md.227-238), gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesinin gerekeceği-
Ziynet eşyalarının kadına ait olduğu, kadının yanında taşındığı hususu karine olarak kabul edildiği- Davacı, davalı eşinin ziynetlerini değişik zamanlarda kendisinden alarak, kişisel ihtiyaçlarına harcadığını iddia ettiği- Dinlenen davacı tanıklarının beyanları ile 10 adet üçlü burma bileziğin davacı tarafından davacının annesine verildiği, davalı kocanın ise kayınvalidesinden bu 10 adet bileziği ihtiyacı için aldığı ve geri vermediği hususu kanıtlandığı- Ziynet eşyaları konusunda ispat yükü kendisine düşen davacı iddiasını ispatlayamadığından, davacının ziynet eşyası alacağıyla ilgili olarak belirtilen 10 adet üçlü burma bilezikle sınırlı olarak davanın kabulüne karar verilmesinin gerektiği-
Davalı-karşılık davacı kadının ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsilini istediği, mahkemece "aynen iadeye" karar verildiğine göre, ziynetlerin adet, cins ve miktarlarının karar yerinde gösterilmemiş olmasının infazda duraksama yaratacağı-
Toplanan delillerden, davalı-davacı kadının dava dilekçesinde belirttiği ve mevcut olduğu anlaşılan ziynet eşyalarının taraflarca kuyumcuda bozdurulup, bir kısmıyla kocanın borcunun kapatıldığının, kalanıyla da kadına 4 adet 22 ayar normal altın bilezik alındığının, bu dört bileziğin de kadında olduğunun anlaşıldığı, bu durumda davalı-davacı kadının alacağının, davası tarihi itibarıyla dava dilekçesinde sayılan ziynet eşyalarının belirlenecek toplam bedelinden yine aynı tarih itibarıyla kadında olan 4 adet 22 ayar altın bileziğin toplam bedelinin düşülmesiyle bulunacak fark tutarından ibaret olduğu, mahkemece yapılacak işin; açıklanan şekilde bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak, gerçekleşen sonucuna göre bulunacak ziynet bedeline hükmetmekten ibaret olduğu-
Davacı kadının yemin teklif hakkı hatırlatılmak, yemin teklif ettiği ve koca da davacı kadının yemin teklifini kabul ettiği takdirde HUMK. 337-343. maddelerinde gösterilen usulde davalıya yemini yaptırılarak; gerçekleşen sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği -(HMK m.27)
Ziynetlerin bir kısmının davacı-davalı koca yanında olduğunun, bir kısmının ise satıldığının davacı-davalı koca tarafından kabul edildiğinin dosya kapsamı ile sabit olduğu, öte yandan davalı-davacı kadının son olayda şiddet gördüğünün ve tarafların bu olay üzerine ayrıldıklarının anlaşıldığı, o halde mahkemece dava konusu ziynetlerin dava tarihi itibarıyla değerinin tespiti için hüküm vermeye uygun şekilde yeniden bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre davanın tamamen kabulünün gerekeceği-