TÜRK MEDENİ KANUNU > - Aile Hukuku > - EVLİLİK HUKUKU > - EŞLER ARASINDAKİ MAL REJİMİ > - EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA > - D. Mal rejiminin sona ermesi ve tasfiye > - II. Malların geri alınması ve borçlar > Madde 226 - 1. Genel olarak
Mahkemece "kim tarafından ve kime takılırsa takılsın düğünde takılan tüm ziynetlerin davacı kadına ait olduğu" kabul edilmiş ise de, davalı koca tarafından kendisine takılan ziynetlerin kendine ait olduğu yönünde savunma mevcut olup, menkul bir şeyin zilyedi onun maliki kabul edileceğinden ve MK. mad. 1 gereğince hakim kanunda hüküm bulunmayan hallerde örf ve adet gereğince karar verme yetkisine sahip olduğundan ve taraflar zilyetlik karinesinin aksini her türlü delil ile kanıtlayabileceğinden, mahkemece, tarafların oturduğu ya da geldikleri çevre itibariyle düğünde damada takılan ziynetlerin de geline ait olup olmadığı hususundaki örf ve adetler tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının dava konusu ettiği ev ya da çeyiz eşyalarının varlığını, miktarını, varsa markalarını, niteliklerini ve bunların davalı tarafta kaldığını kanıtlamakla yükümlü olduğu, dava konusu olayda ise davacının bu konuda sunduğu "eşya listesi" başlıklı belge dışında bir delil sunamadığı gibi, eşyaların bulunduğunu iddia ettiği yerde keşif yapılmasını da istemediği, bu eşyaların varlığını da kanıtlayamadığı, bu itibarla mahkemenin varlığı belirsiz ve üzerinde inceleme de yapılamayan eşyaların değeri konusunda bilirkişi raporu alarak ev eşyaları yönünden de davanın kabulüne karar vermesinin yerinde olmadığı-
Eşler arasında ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkin davada konusuz kalan kısım yönünden davalı davaya sebebiyet verdiğinden, kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmesi; reddedilen kısım yönünden ise, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Dava dilekçesinde istek, davalı eşte kaldığı iddia edilen ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı taktirde fiili ödeme tarihindeki bedelinin tahsili olduğu halde, istemin terditli olduğundan bahisle, ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmeksizin dava tarihindeki değerlerinin tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Ziynet alacağı davalarında davacının seçimlik hakkının olduğu, davacının, dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsilini isteyebileceği gibi, bu isteklerden yalnız birini de dava konusu yapabileceği, olayımızda davacı vekili dava konusu ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsilini istediğine göre istek dışına çıkılarak ve gerekçesi belirtilmeksizin doğrudan bedele hükmedilmesinin de doğru olmadığı-