Davacı vekili tarafından sunulan dilekçede "müvekkilimizden aldığımız talimat üzerine dosyadan vazgeçmekteyiz.” ifadelerine yer verildiğinin görüldüğü, bu durumda mahkemece; davacı tarafın beyanının hakkın özünden vazgeçme mahiyetinde olmadığı ve feragatin söz konusu olmadığı; beyanının ancak davanın geri alınması iradesini yansıtan bir beyan olarak kabul edilebileceği dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Feragat dilekçesinden sonra ve bu feragate istinaden karar verilmesinden önce, feragat edenin, feragat beyanının iradeyi sakatlayan sebeplerle geçersiz olduğunu ileri sürerek talepte bulunulması halinde; henüz istinaf kanun yolu incelemesi tamamlanmamış olduğundan, iradeyi sakatlayan sebeplerle ilgili talepte bulunanın delilleri sorulup toplanarak feragat beyanının geçerli ve beyanı vereni bağlayıcı olup olmayacağının hadise şeklinde incelemesinin zorunlu olduğu-
HMK’nun 307. ve devamı maddelerine göre; feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olup, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı, somut olayda, davadan feragate ilişkin vekaletnamesinde özel yetki bulunan davacılar vekilinin, 11.04.2016 tarihli yargılama oturumunda yıkım talebinden feragat ettiklerini beyan ettiği, bu halde; mahkemece, açıklanan yasal düzenleme uyarınca; yıkım talebine ilişkin feragat beyanı hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Davacının talep sonucunu azaltmasının davayı genişletme ya da değiştirme sayılmayacağı, tam veya kısmi feragat için karşı tarafın iznine ve ayrıca bunun için ıslah yoluna başvurulmasına gerek olmadığı, davacının talebini 7.350,00 TL olarak belirterek talebini küçülttüğü, o halde, mahkemece, davacının kısmi feragat niteliğindeki beyanı dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Feragat edilen dava evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak açılmışsa; anlaşmalı boşanma davasından feragatin, dava tarihinden önceki olayların affedildiği sonucunu doğurmayacağı, o halde; taraflardan birinin feragatle sonuçlanan anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıalara dayanarak herhangi bir boşanma sebebine dayalı olarak boşanma davası açabileceği, açılan davada anlaşmalı boşanma davasının dava tarihinden önceki vakıaların da kusur belirlemesinde dikkate alınması gerektiği-
İ.lı sözleşmenin, yazılı şekilde yapılmasının yeterli olup resmi şekil şartı olmayıp ispat koşulu olduğu- Yazıl şekilde olmasa da yazılı delil başlangıcı niteliğindeki belgelerin varlığı halinde tanık ifadelerinin de delil olabileceği- Üçüncü kişilerin iyiniyeti ve davalının yaptığı temliklerin de dikkate alınması gerektiği-
Davacı tarafça sunulan dilekçede "Görülen lüzum üzerine davamızdan ve ihtiyati haciz talebimizden vazgeçmekteyiz. İş bu vazgeçme talebimizin davalılarca kabul edilmesi halinde duruşma günü verilmeksizin, dosyanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep ederiz." ifadelerine yer verildiğinin görüldüğü, davacı vekilinin beyan dilekçesi içeriğine göre, hakkın özünden vazgeçme iradesinin bulunmadığı, sadece davalıların kabulü halinde davasını geri aldığı izahtan vareste olup davacı tarafın hakkın özünden vazgeçmesi söz konusu olmadığından, davadan feragat ettiğinden bahsedilemeyeceği-
Feragat beyanı konusunda karar verme yetkisinin görevli mahkemeye ait olduğu-
Davalıların davadan feragat etme gibi bir hakları olmadığı- Borcun ödenmesi halinde, tasarrufun iptali davasının konusu kalmadığından, mahkemece, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve tarafların yargılama giderleri hakkındaki açıklamaları dikkate alınarak yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği- Tasarrufun iptali davalarında aciz halinin davada taraf olan borçlu yönünden aranan bir koşul olduğu, diğer takip borçluların borcu ödeme imkanı bu davanın görülmesine engel olmadığı- Davanın ön koşul yokluğundan reddi halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Davadan feragatin hüküm kesinleşinceye kadar yapılabileceği-