Alacaklı her ne kadar kendisine muhtıra çıkarılması gerektiğinden bahsetmişse de yukarıda işaret edildiği üzere geçiş düzenlenmesinde muhtıra çıkarılmasına ilişkin bir hüküm olmadığı- Bu kapsamda icra müdürlüğünün muhtıra çıkarma yükümlülüğünün de bulunmadığı- Mevzuattan kaynaklanmayan bir yükümlülüğün icra müdürlüğüne yüklenemeyeceği- Anılı yasada satış masraflarının tamamlanması için alacaklıya süre verilmesine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı- Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1 yıllık sürede masrafın yatırılmadığı değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesinin verdiği kararın isabetli olduğu-
Taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği- Taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin ayrı ayrı gösterilmemesi halinde taahhütte belirsizlik oluşacağından taahhüdün geçerli olmayacağı- İcra takibi ile bir ilgisi olmadığı halde peşin harç ve vekalet harcının borç olarak gösterilmesinin ödeme taahhüdünü geçersiz kılacağı-
Hacizde sanığa yediemin olarak teslim edilen mahcuzların muhafazası için adrese gidildiğinde borçlunun taşındığının saptandığı, icra dosyasında; borçlu ile alacaklı vekilinin taksitle ödeme taahhüdü anlaşması yaptığı, bu taksit sözleşmesinin icra müdürü ve taraflarca imzalanmış olduğu ve alacaklı vekili tarafından satış talebinde bulunulduğu ve satış avansının yatırıldığı, bu işlemlerle 1 yıllık satış isteme süresinin durdurulduğu, satışın fiilen uygulanmamasının bu durumu değiştirmeyeceği yani sanığın hukuki ve cezai sorumluluğunun devam ettiği, İİK 106. maddesindeki 1 yıllık satış isteme süresinin dolmadığı gözetilerek, sanığın savunmasında hacizli mallarla ile ilgili ne yapıldığını bilmediğini, malların dükkanda kaldığını beyan etmesi nedeniyle, haczedilip yediemin olarak kendisine teslim edilen mahcuzlar üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunduğu anlaşılmakla sanık hakkında muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği-
Taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği- Haciz tutanağında faiz belirtilmiş ise de, bu faizin hangi dönemleri kapsadığı, icra takibinin kesinleştiği tarihten taahhüt tarihine kadar işlemiş ve taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faiz olup olmadığı konusunda herhangi bir açıklık olmaması ve alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almaması halinde taahhüdün geçerli olmayacağı-
Tahliye taahhüdüne dayalı takibe vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkin davada, davacı takip talebi ile tahliye taahhüdüne dayandığına göre, takibe dayanak söz konusu tahliye taahhüdü aslı ya da onaylı suretinin dosya kapsamına alınarak, mecurun tahliye edilmesi taahhüt edilen tarihine göre takibin süresinde başlatılıp başlatılmadığının tespiti gerektiği-
Borçlunun satış talebinden sonra yaptığı taksitle ödeme taahhüdünün İİK'nun 111/1. ve 2. fıkrasındaki şartlara uygun olmaması durumunda, bununla icra takibi durmayacağı- Borçlunun İİK. mad. 111/1 ve 2. fıkradaki şartlara uygun olmayan taksitle ödeme taahhüdünün (teklifinin) alacaklı tarafından kabul edilmesi halinde, alacaklı ile borçlu arasında bir taksit anlaşması yapılmış olacağı ve bu halde de borçlu taksitleri anlaşmaya göre zamanında ödediği sürece borçlunun hacizli malları satılamayacağı ve satış isteme sürelerinin işlemeyeceği- Alacaklı, İİK. mad. 111/1 ve 2. fıkradaki şartlara uygun olmayan böyle bir taksitle ödeme teklifini kabul etmezse borçlunun hacizli mallarının satılacağı- İcra mahkemesince anılan taahhüt işleminin, İİK. mad. 111/3. fıkrasında belirtilen şekilde alacaklının rızasına bağlı olması nedeniyle alacaklının anılan taahhüt işleminde imzasının bulunması sebebi ile satış talebinden sonra yapılan taahhüdün geçerli olduğu gözetilmek suretiyle ilk taksitin ihaleden önce yatırılıp yatırılmadığı araştırılmadan karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İcra dosyasında bulunan 29.03.2012 tarihli ve 27.03.2013 tarihli ödeme taahhütlerinde alacak kalemlerinin ayrıntılı belirtilmediği, her bir taksitin toplam borç miktarının dörde birini karşılamadığı ve ilk taksitin de borçlu tarafından ödenmediği anlaşıldığından geçerli bir ödeme taahhüdü söz konusu olmayıp İİK'nun 150/e maddesinde belirtilen sürelerin kesilmesinin mümkün olmadığı, o halde, borçlu hakkında yeniden başlatılan ve birleştirilmesine karar verilen ......... İcra Müdürlüğü'nün ........... Esas sayılı dosyasında gönderilen icra emrinin borçluya 15.03.2012 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklının ise 18.03.2015 tarihinde ipotekli taşınmazların satışını talep ettiği görülmekle İİK'nun 150/e maddesinde belirtilen 2 yıllık süre içerisinde taşınmazların satışının istenmediği açık olup, mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken ödeme taahhüdünde alacaklının imzasının olduğundan bahisle geçerli bir ödeme taahhüdünün varlığının kabulü ile satış talebinin süresinde olduğu belirtilerek şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İİK'nun 111. maddesi gereğince taksitle ödeme taahhütünün usulüne uygun olması halinde icra işlemlerinin durdurulacağı karar verilmesi mümkün iken tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu, taahhüt tarihinden sonra yapılan hacizlerin taahhüde bağlı olarak kaldırılabilmesi gerekeceği ancak olayımızda taahhüt tarihinden sonra yapılan ve şikayete konu maaş haczinin kaldırılmasının mümkün olmadığı, bu hususlar göz ardı edilerek talep dışında tüm hacizlerin kaldırılması kararının isabetsiz olduğu-
HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılmasının doğru bulunmadığı-
İİK. mad. 111 gereğince yasal şartların bulunması nedeniyle borçlunun borcunu taksitler halinde ödeme taahhüdünün, sadece adı geçen borçlu hakkındaki takibin durması sonucunu doğuracağı-