Davalıya takipte gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iade olduğu, takibin kesinleşmediği gerekçesiyle iflas davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HUMK'nın 74, 75 ve 76. maddeleri gereğince hakimin, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ise de, hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlü olduğu- Mahkemece, icra dosyasının geldiği ve cevap dilekçesinin sunulmuş olduğu ilk oturumda davacı vekilinden İİK'nın 156/1. madde hükmü uyarınca itirazsız kesinleşen adi takibe dayalı iflas mı yoksa 156/3. madde hükmü uyarınca itirazın kaldırılması ve iflas mı istenildiği konusunda açıklama alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, istemin itirazın kaldırılması ve iflas olduğu kabul edilerek üç sene yargılama yapıldıktan sonra kesinleşmiş bir icra takibi bulunmadığı gerekçesine dayalı olarak davanın usulden reddedilmesinin, HMK'nın 30. maddesindeki usul ekonomisi ilkesi ve 31. maddesindeki hakimin davayı aydınlatma görevine aykırı olduğu-
Davacının dayandığı maddi vakalar hem doğrudan iflas, hem de iflas yoluyla adi takibe itiraz edilmemesi üzerine iflas istemine uymakta olması halinde uyuşmazlığın aydınlatılması için zorunlu olarak davacıdan açıklama istenmesi gerekeceği-
İflas davasında davalı şirketin iflasına dair önceden verilen kararın sonucu araştırılarak şayet kararın kesinleştiği tespit edilirse konusu kalmayan davanın reddine, aksi durumda sonucunun beklenerek hüküm kurulması gerektiği-
İflas davasının, iflas ödeme emrinin borçluya tebliğini izleyen bir yıl içinde açılması gerekeceği- . Davacı, davalı borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazını kabul ederek, dosyanın gönderilmesini ve buradan yeni ödeme emri tebliğini istememiş ya da yasal süresi içinde dava açmamış, bütün bunların yerine derdest ve itiraz uğraşmış bir takip varken, ikinci takibe girişmiş olduğundan, yasal geçerliliği bulunmayan ve borçlu tarafından derdestlik hususunda açıkça itiraz konusu edilen ikinci takibe dayalı olarak açılan davanın reddi gerektiği-
Kararı değiştirecek bir husus tespit edilemediği ve talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği-
İtirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkin davada İİK.’nun 156 vd. maddelerinde icra inkar tazminatı düzenlenmemiş olduğundan mahkemece bu tazminata hükmedilemeyeceği-
Kooperatif mallarının Toplu Konut Kanunu gereği devlet malı sayılmasının, kooperatifin iflasa tabi olmadığı sonucuna doğurmayacağı, Türk hukukunda kooperatiflerin iflasa tabi olduğu-
İzmir Büyülşehir Belediyesinin sınırları içinde kalan A.ağa İlçesinin, Ticaret Mahkemesi yönünden Karşıyaka Ticaret Mahkemesinin görev alanı içinde bulunduğu-
İflas yolu ile adi takipte ödeme emrini alan borçlunun icra dairesine başvurarak yetki itirazın da bulunması üzerine takibin duracağı, alacaklının icra mahkemesinden “itirazın kaldırılması”nı isteyemeyeceği, ticaret mahkemesinden “itirazın kaldırılması ve iflas kararı verilmesini” isteyebileceği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor